20 Ağustos 2019 Salı

Şımarık Zorunlu Karşılık Oranı


Hadi bugün bir İCAT yapalım, İCAT çıkaralım, İCAT yumurtlayalım!


Zorunlu karşılık nedir? 


Bankalara mevduat olarak yatırılan paranın (TL veya Döviz) belli bir oranının Merkez Bankası nezdindeki hesaplarda tutulmasına Zorunlu Karşılık denir?

Bankalar, Merkez Bankasına mevduatın büyüklüğünün 2 haftada bir kez o haftanın perşembe akşamı bildirirler ve yatırılacak veya çekilecek parayı da ertesi gün (Cuma günü) Merkez Bankası hesaplarında bulundururlar, bu işleme Zorunluk Karşılık denir.

Merkez bankası hesaplarında bulundurulacak paranın nakit mi olacağı, nakit karşılığı başka varlık mı olacağı da veya hangi vadede bloke hesapta olup olmayacağı da Merkez Bankasının tercihine göre belirlenir.

İşte bu Merkez Bankasında duran para diyelimki nakit, bu nakiti kendi bünyesinde tutarken bu para boşta kalmaz ve buna bir faiz uygular, kısacası hem bankaları para yatırmaya zorlar, hem de bu zorla tuttuğu paraya faiz öder. TL ve Döviz cinslerine göre zorunlu karşılık oranı da farklı olabilir ve Merkez Bankası politikasına ve piyasa ihtiyacına göre zorunlu karşılık oranları artırılıp azaltılabilir.

Zorunlu Karşılık ne işe yarar?

1-Merkez Bankası iki haftada bir kez hem TL ve hem de Döviz mevduatının miktarını öğrenmiş olur.

2-Merkez Bankası zorunlu karşılık oranını artırıp azaltarak BANKALARIN KREDİ MALİYETLERİNİ ETKİLER, bazen TL bazen döviz kredilerini desteklemesine neden olur.

3-Merkez Bankası bankaların elindeki LİKİDİTE yani nakit oranını etkiler. Bu son düzenleme ile zorunlu karşılık oranları düşürülerek bankaların elinde daha çok nakit bırakılmış oluyor.

Son kararname çıkıncaya kadar tüm bankaların zorunlu karşılıklarına eşit faiz uyguluyor ve piyasadaki kredi maliyetini aynı oranda etkiliyordu yani EŞİTLİKÇİ yani EŞİT REKABETİ destekliyordu. Bu karar ile eşit faaliyet ve rekabet şartları bozuldu.

Son yapılan değişiklik nedir?

Son yapılan düzenleme ile Merkez Bankası Kredi kullandıran bankaların zorunlu karşılıklarına mesela TL için %15 faiz ödeyecek. Kredi hacmi büyümeyen bankaya ise %5 fazi ödeyecek anlamına geliyor.

Örnek bir hesaplama yapalım 
Selçuk Erdem'in kzrikatürünü paylaştım

Yıllık mevduatı %15 TL faiz ile toplayan iki banka düşünün, bu iki bankaya da yatan mevduat 1 Milyon TL olsun. Ülkede zorunlu karlılık oranı da %10 olsun. Kısacası bu bankalar kabul ettikleri mevduatın %10'unu Merkez Bankasına yatıracaklar yani 100 bin TL'yi Merkez Bankasına yatıracaklar.

Banka 1- Zorunlu Karşılığa %15 faiz alacak ise ;

Mevduata ödenen faiz %15 = 0,15
Zorunlu karşılıktan gelen faiz 100.000X0,15= 1500 TL yani 0,015 %0,15 kazanç.
Kredi kullandırma başabaş maliyet noktası = 0,15-0,015 = 0,1485 = %14,85

Banka 2-Zorunlu Karşılığa %5 faiz alacak ise ;

Mevduata ödenen faiz %15 = 0,15
Zorunlu karşılıktan gelen faiz 100.000X0,5= 500 TL yani 0,005 %0,05 kazanç.
Kredi kullandırma başabaş maliyet noktası = 0,15-0,005 = 0,1495 = %14,95

Kaynak maliyetini o kadar da çok etkilemiyormuş hani!


Sonuç;

Ekonomi durma noktasında, her 3 krediden birisinin batık olduğunu söyleyen bir banka yetkilisi vardı dün sosyal medyada.

ÇOK AÇIK ÖZEL Bankalar kredi kullandırmak istemiyorlar, çünkü nakit sıkışık-yok Devlet bankaları ise kredi kullandırmak konusunda hevesliler mecburen ve siyaset tarafından motive ediliyorlar. Naktide Merkezden fonluyorlar, zararına iş yapıyorlar diyeceğim, aklınızı başınıza alın diyeceğim artık ama anlayan yok.

2,5 Trilyon toplam kredi kacminin 400 Milyar TL sinin yapılandırılması bekleniyor önümüzdeki günlerde, böyle bir ortamda, Özel, Ticari bankalar ile Devlet bankaları arasında EŞİT REKABETİ bozacak uygulamalar, KAFANA GÖRE BANKACILIK hiç hoş olmuyor. (bu noktaya gelmeden önce düşünülmesi gereken işler bunlar), zorla kredi kullandır anlamsız zaten 400 milyar TL batık kredi var kardeşim!!!

Diğer taraftan Devlet bankalarının TÜREV ZARARLARI açıklandı, şimdi burada rakamı ve isimleri ifade etmemeyim ama bu zararları GÖREV ZARARI diye hiçbir BANKACIYA, EKONOMİSTE, FİNANS UZMANINA  yutturamazsınız.

Kime yutturuyorsanız yutturun, akıl, hesap ve kitap ortada.

Gün gelecek siyaset Devlet banklarından elini çektiğinde, sular durulduğunda, haksızlık, kandırmaca, haksızlığa göz yummaca, siyasi müdahaleler azaldığında veya bittiğinde, kanun, kural hukuk geriş dönecek, liyakatsiz bankacıların ve büroklatların ipliği de pazara çıkacak.

Bankaların çoğu halka açık unutmayın, SERMAYE PİYASASI KANUNU'da var biliyorsunuz.

Merkez Bankası'nın etkisi büyük olmayan ama psikolojik olarak zorla kredi kullandırma baskısı anlamına gelen ve hoş olmasa da rekabeti bozan bu tip boş İCATLARA tenezzül etmesi, ACİZİYET belirtisidir.

Günaydın, birden uyandıysanız gidin bir elinizi yüzünüzü yıkayın, siz uyurken ülke uçurumun kenarına geldi.


Erman Dinçel
Ekonomist ve Eğitimci
20 Ağustos 2019, İstanbul