29 Aralık 2016 Perşembe

Bireysel Emeklilik Sistemi 2017 İçin İlk Sözler ( Suya ve Sabuna Dokundum )


Bireysel Emeklilik Sistemin (BES) 2017

2016 zar zor bitirmeye çalışıyoruz,  1 Ocak 2017 de BES de otomatik katılımın başlayacak olması üzerine bu yazıyı yazdım ve sizlerle paylaşmak istedim.

Bireysel emeklilik sistemi kanunu 2001 de kabul edilmişti ve ilk BES şirketlerinin faaliyetleri de 2003 de başlamıştı. O günden bugüne '' gönüllülük ilkesi '' ve peşinden de '' gönüllülük ilkesi + devlet %25 teşviği '' ile sistem güçlendirilmiş ve büyümüştür.

Bireysel emeklilik SGK yı desteklemek için çıkarılmıştır. Bu doğru politika ile SGK yerine alternatif bir sistem değil tamamen tamamlayıcı bir sistem kurulmuştur.

Gelecekte SGK maaşı yetmeyecek ve BES onu destekliyecekti.

Bugüne kadar 13 yılda,  6.5 milyon katılımcı 65 milyar TL fon birikimi ile sistem başarılı olmuştur.

Sistemin yıllar önce doğru bir planlama ile arzu edilen hedefe de bugün ulaştığını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Ayrıca yatırım fonu sektöründe de kabaca 35 milyar TL birikmiş olması ile toplamda 100 milyar TL büyüklüğünde bir kurumsal yatırımcı kökenli varlıktan veya birikimden söz etmek mümkündür.

Devlet bu işten ister istemez çok daha avantaj yakalamış, 100 milyar TL'nin fonlar kanalı ile sisteme girmiş, bu paranın %80 lik kısmının devletin borçlanma araçlarına yatırılması ile Devlet  80 milyar TL'lik uzun vadeli kaynak sağlamıştır.

Size özel birkaç tespit* 
(* tespitlerin bir kısmı BES müşterileri için bir kısmı ise emeklilik ve portföy yöneticisi olan profesyoneller içindir siz hangi gruba giriyorsanız lütfen ona göre değerlendiriniz) 

2017 başında ''BES'de otomatik katılım'' adı verilen değişiklikler ile  BES'in  vizyonda bir değişiklik olacak anlamı çıkarılmamalıdır. BES yapısı 2003 de belirlendiği şekli ile günün şartlarına uyum sağlayarak değişmeye ve büyümeye devam edecektir.

Bu sistemin büyümesinin devam edeceğine olan inancım ile bazı konulara dikkat çekmek ve daha iyisi için de eleştiri yapmak zamanıdır diye düşünüyorum.

Kısaca artık bu piyasanın ''Erman abisi'' olarak bana biraz katlanacaksınız bana ne yapalım :)

Tespit-1, Sadece tercih edilen yöntem ''otomatik katılım'' adı altında uygulanacaktır, bunu neden yazdığımıza gelirsek, hissettiğim yanlış algılamaya göre ''otomatik katılım çıkınca zorla BES yapacağız ve ilk iki ay dolunca da çıkacağız'' gibi ifade edilen bir hava seziyorum.

Son günlerde konuştuğum bir çok kişi  bunu ifade etti, işte burada yanılıyorsunuz, BES SGK yerine geçmek için çıkarılmadı lütfen unutmayın. BES hala tamamlayıcı emeklilik sistemi olup, 10 yıl birikim yapmak ve 56 yaşı doldurmak kuralı ile emekli olunabilmektedir.

BES bitti değil mi? ondan zorunlu oldu değil mi? falan gibi konuşmaya devam edenlerin kalbini kırmamız çok yakındır.

Tespit-2, 2016 da ekonomide yaşananlar, 2017  ekonomik beklentilerini de olumsuz kılmaktadır, bence ülke büyük bir krize başlangıç yapma noktasına yakın durmaktadır.

Ekonomik krizin bütün ön şartları oluşmuş vaziyettedir. İşte bu noktada ülkenin ve ekonomisinin ve geleceğimiz üzerine olan kişisel kaygılarımızın artması ve bu durumu düzeltecek olanların ve siyasetçilerin gerginliğin bir türlü azalmaması, gündemde savaş riskinin bulunması, kaygı düzeyimizi daha da artırarak bizi içimize kapanmaya, muhafazakar düşünmeye, harcamamaya ve birde zorla yapılacak olan BES'e karşı tepki duyulmasına neden olmaktadır. ( 2016 yaşanan terörü, rezillikleri ne yazmak nede olumsuzlukları size ve kendime hatırlatmak istemiyorum, yaşamın olumlu yönlerine bakarak yola devam etmek tercihimdir )

Tavsiyem, otomatik katılıma kademeli olarak geçilecek olmasından dolayı Nisan ayı başına kadar 1000 kişi üzerinde çalıştıran firmaların BES yaptıracak olduğunu da unutmadan ve panikle ile değil sağduyu ile hareket edilmesidir. Ayrıca fon seçiminde yani parayı yatıracağınız emeklilik fonu seçiminde dikkatli olunmasıdır.

Tespit-3,  Bir gerçeği de artık buradan BES yaptıracaklar ile paylaşalım, faaliyet gösteren 18 emeklilik şirketinden sadece 5-6 tanesi BES'den para kazanabilmektedir.

Bu karlılık düşüşü sebebi ise BES de kesintilerin çok ama çok düşürülmüş olmasıdır.  Sektördeki şirketler  karlılıklarını korumak ve satış prim sistemi ile acente ve satış teşkilatını desteklemek için Hayat Sigortası ürünlerinin satışına yönelmiş vaziyettedir.

Son üç yıldır BES kesintileri oldukça azaltılmış ve hacimli satış ve iş yapan 4-5 şirket karlılıklarını ancak korumuşlardır. 2013'e kadar aşırı yüksek satış primi ödeyen şirketler ise teknik kar elde edemezken sermaye erezyonuna uğramışlardır.

İfade etmek istediğim konu sektörün kar marjlarının daralması dolayısıyla emeklilik şirketlerinin karlılık merkezinin hayat sigortası ürünlerine kaydırılmasıdır. Bu sebeple BES ürünleri bazı emeklilik şirketlerde ve  onların acentelerinde tu-kaka ürün olmuştur. ( kazandırmayacak değil mi? diye soranlara hayretle bakmaya devam ediyorum, sizin e-beas lisansınız sakızdan mı çıktı? )

Tespit-4, Sermaye Piyasası Kurulu ( SPK), Emeklilik fonları üzerinden ve sadece birkez aldığı ''kurul kayıt ücretini'' ( binde 1 ) , üçayda birkez ve yüzbinde 3 olarak uygulamaya başladı (bir yıl geçti bile )

Yani SPK her yıl 12 milyon TL kurul kayıt ücreti alarak ( 65 milyar TL üzerinden ) kendi döner sermayesine ciddi bir kaynak oluşturdu haberiniz olsun.

Tespit-5, 2017 yıl başına birkaç gün kala otomatik katılım için yeni emeklilik fonlarını kurmak, bunların sistemini işletmeye başlamak, satışa başlayabilmek için şirketler son dakikada olağanüstü sıkışıklıkla karşılaşmıştır. Bir nevi eziyet diyelim. Onlar adına şikayetlerini ileteyim.

Tespit-6, Hazine ve SPK Emeklilik şirketlerine bir de son dakika golü atmışlardır,  bir emeklilik şirketinin kendi grup portföy yönetimi şirketinde yönettirebileceği toplam fon değerine bir limit konmuş olmasıdır. ( ençok %30 )

Güzel yani 2 hafta içinde emeklilik şirketleri yeni portföy şirketleri bulacak, anlaşacak ve para yönetimini farklı kurumlara yaptıracaktır. İyiki şuanda profesyonel olarak bir PY şirketinde çalışmıyorum.

Izdırabınızı hissettim dostlar merak etmeyin.

T

Tespit-7, Emeklilik şirketleri yeni otomatik katılıma hazır olsalar dahi, acenteler ve karşı tarafı oluşturan firmalar, firmaların IK birimleri henüz hazır değiller.

Yani her zamanki gibi Türk usulü, kurumsal olmayan, son dakikada bitirilen, hep sıkıştırılarak bitirilen, aynı son dakikada filmlerde olduğu gibi Dünyayı son anda kurtaran, dağınık, sistematik olmayan, duygusal yönetim modelini uygulamaya devam ediyoruz.



Özetleyecek olursam ( bak kızmak yok, ben ne Hazine ile ne de SPK ile ilgili bir iş yapmıyorum hiçbir kimseye zorunluluğum da yok, bu sebeple kimseye bir müdanam yok ve dilimin kemiği de yok ama olumlu ve iyileştirici yönü ile olaya bakıyorum yıkıcı değilim )

Tespit-1... BES'e devam, tasarrufa devam, bilinçli fon seçmeye devam edeceğiz.

Tespit-2...Kişilerin otomatik katılım için olumsuz düşüncelerin ve tepkilerin nedeni yaşanan ekonomik kriz ile tetiklenen gelecek kaygısının yarattığı olumsuz hava ve ekonominin büyüyememe baskısıdır.

Tespit-3...Emeklilik şirketlerinden sadece birkaç tanesinin BES'den kar elde edebilecek konumda olması ve bunun etkisinin de kar marjının düşmesi ve hayat sigortası satış baskısının artması da sektörde olumsuz hava estirmektedir.

Tespit-4... SPK kendine ekmek kapısı buldu, hayırlı olsun.

Tespit-5... Fon kurma ve işletmeye başlama son dakikaya kaldı ve şirketler, çalışanlar çok sıkıştı.

Tespit-6 ... BES'de Grup şirketlerine para yönettirme kısıtı geldi ama kimse bu iş nasıl yapılacak, riskler nasıl kontrol edilecek, fon muhasebe, fiyatlama ve raporlama nasıl olacak? bilmemektedir.

Farklı şirketlerin farklı sitemleri birbiri ile nasıl entegre olacak kimse fikir sahibi değil. Yaptılar ve oldu anlayacağınız.

Tespit-7 ... Reel sektör ve BES firmaları karşılıklı olarak tam hazırlanamadılar çünkü teknik yönetmelik istenilen detayda ve zamanında yayımlanamadı. Ayrıca itiraf ederimki kesintilerin bu kadar düşülmesi de birazcık zorlama ile olabildi. Hadi hadi itiraf edin hiçbir şey saklı kalmamalı.

Soru-Cevap

Soru1; Başkabir otomatik katılım modeli seçilebilirmiydi?
Cevap1; Evet seçilebilirdi.

Soru2; Mesela nasıl?
Cevap2; Otomatik emeklilik diye adlandırılan ve geliriniz ne olursa olsun tüm çalışanları sisteme dahil eden bir model yerine, gelire bağlı kademeli ve işverenin de dahil olduğu teşvikli otomatik katılım olabilirdi.

Asgari ücretli çalışanlara işveren katkılı ve devlet destekli bir model uygulanabilir ve buna '' Rahat Emeklilik '' adı verilebilirdi. Daha yüksek gelirlere ''Otomatik Emeklilik'' adı altında ikinci teşvik modeli ve çok daha yüksek gelirlere de ''Zorunlu Emeklilik'' adı altında, tasarruf yapmayı yüksek gelirlerde zorunlu kılan bir model kurgulanabilirdi.

Mesela dedim sadece, farklı modellerin uygulayabilir olduğunu ve yaratıcılığın daha büyük boyutta olabileceğini hatırlatmak istedim.

BES'den  vazgeçmeden yola devam etmenizi, tasarruf yapmaya devam etmenizi, fon seçiminde bilinçli olmanızı, risk yönetimi zamanı olduğunu unutmadan, aktif yönetim yapılan dengeli ve esnek fonları bilinçli olarak seçmenizi dilerim.

Krizin başladığına inanıyorsanız lütfen tereddütsüz Likit Fona birikimlerini aktarınız ve kriz geçinceye kadar güvenli liman olan likit fondan çıkmayınız.

Grinin 50 tonu

Genel makro ekonomik denge diye bir kavramı 2016 yılında kaybettik, mikro etkilere açık aşırı hassas ekonomi mevcut şuanda. Yeniden makro ekonomik denge oluşuncaya kadar da bu fikrimden vazgeçmem mümkün görünmüyor. ( mikro etkiler ile kastım bir terör olayı, bir politik değişiklik vb ölçülemeyen risklerin ekonomik ortama yansımasıdır )




Genel Makro ekonomik denge kavramını yitirmemizin nedenleri;

İktisat fakültesinde ilk öğretilen konu tek bir ekonomi verisi ile ekonomik ortamın yorumlanamayacağı ve tahmin edilemeyeceğidir. Bir ekonomist bilgi birikimi ve eldeki tüm veriler ile sosyo-ekonomik ortamı yorumlar veya yorumlamalıdır.

Ekonomi okuyanlar nedense mezun olduktan sonra bunu unuturlar ve bakar kör durumuna düşerler, mesela enflasyon verileri açıklanır ve hemen enflasyon verisinin etkileri ekranlarda tartısılır sanki diğer değişkenler bundan hiç etkilenmeyecekmiş gibi düşünülür. İşte bu kişiler artık bakar kör ekonomist olmuştur, görmektedir ama algılamaktadır.

Aşağıdaki sayacağım bilinmezlikler ise farklıdır,  görmeye ve anlamaya çalışan ekonomist için engel ve duvarları kastediyorum.

Bu durumdaki ekonomist anlayamaz ve yorumlayamaz konuma gelmiştir, ekonomist bu durumda belirsizliğin arttığını söyleyecek bir yandan kıvırtacak ve bir yandan da sizi uyaracaktır.

Belirsizlik artmıştır çünkü :) ( gülmek yok )

A-Askeri harcamaların veya güvenlik harcamalarının ekonomiye ve bütçe açığına etkilerini bilmiyoruz ve ölçemiyoruz.

B-Toplam iç ve dış borcun ne kadarına hazine garantisi verildiği açıklanmıyor, bilmiyorum ve ayrıca büyük projelerde yabancı şirketlere ve ülkelere verilen garantileri de bilemiyorum yani hazine garantileri ve bütçe şeffaf değil benim gözümde bu sebeple görmüyorum.

C-Gayri Safi Milli Hasıla hesaplama yöntemini de değiştirmesi ekonomik verilerin sağlamlığına olan güvenim de sarsılmış vaziyette.( Gayrimenkulün ekonomik büyüklüğümüze ve büyümemize etkisinin değiştiğini yılın sonunda süpriz olarak öğrenmek zorunda değilim )

D-TCMB sorgulanabilir olmalı ama özerkliğini yitirmemeliydi, maalesef hem özerkliğini yitirdi hem de hem de üzerinde şüphe altında kalacak şekilde ve hoş olmayan biçimde sorgulandı, ben de paranoyak oldum acaba TCMB benim bilmedim neleri biliyordur diye?

E-Devletin büyük projelerde fizibilite yapma alışkanlığını yitirmiş olmalı, kalkınma planına göre iş yapma kuralının uygulanmaması, ihale ile iş yapma ve kullanılan finansman modelinin açık olmaması durumları ve  sayıştay raporlarınına bile yansıyan eleştiriler. Devlet kısmende olsa var olan şeffaflığını yitiriyor.

F-Dalgalı kur ve faiz politikası uygulanmasına rağmen faizlerin ve kurların değişime karşı kuralsız ve duygusal direniş,  riskin yani fiyatların ( faiz ve kur ) dalgalanma oranın ( volatilitesinin ) yükselmiş olması ve buradan hareketle ekonomik kırılganlığın artması.

Bu noktada sadece eleştiri yapmak istemediğim için duruyorum çünkü amacım riskin yüksekliğini tespit etmekten ötesi değil. 2017 BES de yatırım tercihlerinizde dikkatli olmanızı temenni ediyorum.

Ben ekonomistim ticaret ile ilgileniyorum işim siyasi değil, siyaset yapıyor olsaydım problemi tespit etmekle kalmaz çözümünü de anlatıyor olurdum. Siyasetçilerden beklediğimizde suçlama ve savunmadan vazgeçin artık, boşa kürek sallamaktan ve enerji tüketmekten vazgeçiniz, gelmekte olan kriz için çözüm üretiniz çünkü hala çözüm var ve bekliyoruz.

2017 için

2017'de ülke ortamındaki her türlü gerginliğin azalmasını, savaş olasılığının düşmesini ve hatta ortadan kalkmasını dilerim.

Kamunun-Devletin yeniden toparlanmasını ve düzenlenmesinin tamamlanmasını ( Adalet-Hukuk ve Eğitim ) insan kayıplarının ve terörün son bulmasını dilerim.



2017 de ülkedeki tüm gençlerin geleceği ve ailelelerimiz   için sürdürülebilir ortak bir geleceğin hayalinin yeniden kurulmasını dilerim.

Ülkede yaşayan her kişi için hayatı mutlu kılan ve yaşama keyif veren unsurların ön plana çıkmasını,  ülkenin geleceğe ve birbirimize olan inancın, huzurun, kardeşliğin geri gelmesini dilerim.


Erman Dinçel
Ekonomist Eskisi ( suya sabuna dokunan cinsinden )
29 Aralık 2016, Kadıköy, İstanbul