15 Kasım 2017 Çarşamba

Reform Teklifi -Bu bir hayal ama olsun, bu hayali kurdum işte-


Kriz halinde bir ekonomistin hayalleri neler olmalı? (Çözüm-3 yazım)

Başlangıç, Siyasi Ortam Hakkında Sadece Tespitler
(imkansızlıklar, çözümsüzlükler üzerine)
  • Siyasi partiler parti programını düzgün hazırlamazlar, bu durum sanırım çok çok eskilere kadar gider.
  • Halk oy verdiğinde partinin, parti programının dahi ne olduğunu bilmeden oy kullanır.
  • Seçimlerden sonra partiler parti programında yazmadıkları konuları da iktidara gelince uygularlar
  • Bunu durumu denetleyecek bir mekanizma ise bulunmaz, böylece siyasiler kendi kendilerini sürekli aklar ve onaylarlar.
  • Seçim barajı bulunur memlekette %10 ve sanırım hiçbir parti samimi biçimde seçim kanunu değiştirme cesaretini ve dürüstlüğünü göstermez
  • Bir partide görev alanlar ve milletvekillerinin büyük çoğunluğu parasal beklentilerle siyasete atılır, görüntüde vatan ve milleti kurtaracaklardır ama sonuç öyle olmaz, muhalefet milletvekili dahi olsalar önce kendi emekliliklerini garantiler ve daha sonra da siyasi kariyer yapmaya başlarlar. Hatta diğer partinin kendisine küfretmesi ve de hatta yumruk atması dahi çok çok iyidir, namın yürür, mağdur edebiyatı yapar oy ister ama hep bir dahaki sefere.
  • Parti lideri Genel Müdür veya Patron konumuna koyarlar ve ondan atama ile gelinen görev talep edilir. Seçilmiş olmak yetmez bir de atanarak gelinecek görevler talep edilir.
  • Ülkeyi yöneten siyasiler milletvekili olur olmaz, her konunun uzmanı kesilirler ve uzmanı olmadıkları her alanda kendini yetkili ve lider görürler. Etrafın da gazı ile ahkam kesmeye başlarlar. İşte bu durumda Kemal Sunal ın filmlerinin sürekli değişik versiyonları oynar durur bu siyasi perdede.

Hal böyle olunca koskoca ülke rüzgar nereden eserse öyle yönetilir, siyasetçiler sürekli ağır ve bilen abi rolündedir.

Tüm bu sayılanlar siyasetin kurumlarının kurumsallıktan, sistemsellikten çok ama çok uzak olduğu algısı yaratır, o da anlayana. Sanırım Türkiye'nin en kurumsal partisi de CHP olmaktadır, ama bu şu anlama asla gelmez, -ne yapacaksa, önce CHP yapar- falan, bu lafı geçiniz bu siyasi bir söylemdir, siyasetçinin kendisine gaz verme durumu yani.

Organize olan, yönetim ilkelerini teşkilatına benimseten aklı başında her kişi böyle bir organizasyon kurabilir veya parçası olabilir. Yönetim bilimi veya siyaset bilimi kimsenin tekelinde değil bu Dünyada.

Tüm bu problemlerden dolayı ülkede çoğunluk iyi-düzgün insanlar değil, parasal lütuf ve çıkar bekleyenler siyaset yapar. Bu mekanizma Milletvekili adaylığından başlar, toplum için değil kendileri için milletvekili olurlar.

Tüm bu yetersizlikler, aksak bir Demokrasinin işaretidir ve kimse düzeltmek için en ufak adım atmamaktadır. Tüm partilerin parti programları, bürokratik hazırlanmış düşük vizyonlu olmakta veya kalmaktadır. Lütfen dikkat KÖTÜ demiyorum, yetersiz, halkın taleplerine Türkiye gerçeklerine cevap veremez durumda, demekteyim.

Yönetim bilimi, yenilikler ile uğraşır, gelişimle uğraşır, liderlikle ile uğraşır, strateji ve planlama ile uğraşır.

Yönetim bilimi ideal VİZYON veya yüksek VİZYONU tarif eder,  iletişim biçimlerini araştırır.

Türkiye de ise yani ülkeyi yöneten siyasetçiler, profesyonel yönetisi tecrübesinden, yönetim biliminden çok çok uzaktadır.

Çünkü kişiler siyasette performansa bağlı olarak o konuma gelmezler ayrıca çevresini ve parti başkanını kolladığı müddetçe çıkar amaçlı olarak orada tutulurlar.

Siyasette hemen hemen her partide bulunan, sayıları çok az olan iyi, dürüst ve çalışkan insanları asla kastetmiyorum amacım siyasi sistemin günümüzde kitlenmişlik tuzağına düşmüş olmasına dikkatleri çekmek.

Tüm bu siyasi kitlenmişliğin içinde bu ülkenin ilk 10 ekonomi içine girmesi, teknolojide öncülük yapması beklenemez, bu sebeple baştan bu konuyu parti programına bu ölçüleri ile koymuş ve uygulama adımlarını da belirlemiş bir partiye oy vermek istiyorum artık. Daha sonra da bu siyasilerin yaptıklarının hesabınız da versinler istiyorum ama böyle bir parti henüz yok biliyorum.

Bu noktada beklentim veya gerçekçi olmayan hayalim ise siyasetçilerimizin, gerçekçi, reformcu parti programlarını ne zaman açıklayacakları üzerine. Meraklı bir bekleyiş içindeyim bakalım ömrüm yetecek mi?

2016'da Aralık ayında yeni Anayasa için Kurucu ve Anayasa yapıcı Meclisin seçilerek işe başlanması gerekiyorken, hep birlikte Anayasaya ters Anayasa değişikliği işine giriştiler. Aralık 2016'da oldu bu iş hem de hep birlikte ağlaya sızlaya anlaşarak meclisten geçirdiler.

Hiç birisi bu çok çok olumsuz durumdan dolayı, vekillikte istifa etmeyi düşünmedi, hiç bir muhalefet partisi meclisten çekilmeyi de düşünmedi. Böylece hep birlikte aynı oyunun içinde yer aldılar.

Böyle bir ortamda veya gelecekte benzer bir ortamda sizce EKONOMİ ile ilgili REFORM yapılabilir mi? veya her hangi başka bir konuda reform yapılabilir mi? yapsa tutar mı? Bence yapılamaz ve yapılmaya çalışılsa da tutmaz, tutmayacak
(Mesela EĞİTİM, mesela DIŞ POLİTKA, mesela TARIM, mesela ÇALIŞMA HAYATI, mesela GENÇLERİN PROBLEMLERİ, mesela TEKNOLOJİ)

Peki Ekonomi ve Finans alanında REFORM veya büyük değişim olmadan ilk 10 Ekonomi içine sadece ve sadece rakamları tutturarak girebilirmiyiz? Kalkınma olmadan sürekli büyüme işe yarar mı?

1-Kesinlikle giremeyiz, sonuç olarak işe yaramaz.
2-Zaten rakamları da tutturamayız.

EĞİTİM de düzenleme yapıldı TEOG kalktı, yerine başka bir sistem öneriliyor, çözüm olacak mı? hayır olmayacak, ne kadar ömrü var dersiniz?
Cevap, sanırım en çok 1 yıl, çünkü bu daha önce denendi, siyasetten uzak kişilere yani eğitim uzmanlarına durum sorulmuyor, alınan eğitim reformu kararı ideoloji içeriyor bu sebeple uzun bir ömrü olamayacak, üstelik zaten ülkede ortalama 2,5 yılda bir kez eğitim veya sınav sistemi değiştirilmiş şimdiye kadar.

TEOG kalktı ama TEOG un problemlerine çözüm üretmeyen bir çözüm önerisi ile karşı karşıya toplum ayrıca eğitim anlayışı da değişmiyor.

Eğitim problemimiz, öğrenmenin gerçekleşmesinin yolu, yöntemi değişmeden yani ezbere dayalı not ve sınıf geçme sisteminin yarattığı problem devam ederken değişen sınav sistemi ile problem çözülmeyecektir. Buradan benim anladığım amaç problemi çözmek değil, vitrinlere oynayarak değiştirmiş olmak için değişim yapmaktan ibarettir.

Ülkemizi bekleyen ve birlikte karar vererek aynı zaman diliminde başlanarak ve halktan onay alarak yapılması gereken reformlar veya reform alanları ise:

Reform Listesi: 
Ekonomi, vergi, finansal kurumlar (kamu ve özel sektör), Sanayi, Teknoloji, Dış Politika, Tarım, Sosyal Güvenlik, Gençlik, Güvenlik, Hukuk ve Hukuk Kurumları, Medeni Kanun, Diyanet ve Din İşleri, STK lar, Vakıflar, Üniversiteler ve Akademik Hayat, Sağlık, Sağlık Hizmetleri ve Emeklilik, Denetim ve Risk Yönetimi Sistemi ile en son TSK sayılabilir. Tüm bunların kalıcı olması ise ülkenin eğitilmiş insan gücüne bağlı yani başta EĞİTİM reformu olmasına şartına bağlı.

Reform Yapılacaksa Onaylatma Yöntemi:
Önce siyasi olmayan konunun uzmanları ve taraflarını bir araya getiren sempozyum ve kongreler ile reform kitapçığı hazırlanmalı (her konuda) daha sonra halka ve kurumlara bu anlatılmalı ve sırf bu değişim için ayrıca halka da onaylatılmalı. Bu reformlar kademeli olmalı ve zamana bağlı adım adım yapılmalı. Eğer halk onayı yani referandum yapılmayacaksa, baştan partilerin ''parti programına'' yazılmalı ve halk buna dayanarak o partiye oy vermeli.

Evet bir kriz geliyor veya içinde yaşamaktayız, demek ki bu gelmekte ve yaşanmakta olan kriz ile kriz anını iyi değerlendirerek, panik olmak yerine stratejik soğukkanlı ve mantıklı hareket etmeliyiz.

Ekonomi-Finans-Mali Reform Adımları
  • Reformun VİZYONU, amacı, yöntemi:
  • Reformun zamanı ve zaman yönetimi:
  • Yeni Ekonominin tanımı, yeni Mali Politikanın tanımı, yeni Bütçe ve Yeni Borç yönetiminin tanımı, kayıt dışı ekonomiyi tamamen bitirmenin adımları ve buna bağlı olarak vergi indirimi ve ceza kanunu maddelerinin değişimi. 
  • Yeni Ekonomik sistemin, sanayi, tarım, teknoloji, çalışma hayatı, sosyal güvenlik baglantılarının sağlanması ve halka anlatılması
  • Değiştirmesi hedeflenen makro-mikro ekonomik değişkenler ve sebepleri:
  • Kamu veya kamu adına görev yapan kurumların yeniden organize edilmeleri (BDDK, SPK, BİST, HAZİNE ve TCMB)
  • Dış Ekonomik ilişkilerde VİZYONUN belirlenmesi
  • Reformun muhtemel sonuçları ve zamana bağlı hedeflerinin belirlenmesi
  • Reformun bir proje olarak uygulanması ve yetkili ve sorumluların belirlenmesi
  • İzmir İktisat Kongresi benzeri bir çalışmanın, tebliğlerinin ve önerilerinin oluşturulması
  • Vergi affı yasasının tekrar farklı kapsamda son kez tekrar çıkarılması, vergi oranlarının düşürülmesi (enflasyon ve faiz seviyesi ile uyumlu hale getirilmesi)
  • Kanun hazırlıklarının yapılması ile seçilen sistemin, yöntemin ve değişikliklerin halka anlatımı 
  • Halkın referandum ile tüm değişiklikler için onayının alınması (veya parti programına ekleme)
  • Gerekli yasal değişikliklerin yapılması(diğer yasalar ile birlikte)
  • Uygulama ve uygulamanın denetimi sisteminin oluşturulması
  • Sürdürülebilirlik ve verimlilik sorumluluğunun yerine getirilmesi
  • Sonuçların alınması ve revizyon adımları ile ülkeye durumu raporlama
  • Siyasi ortam eksiklerinin, siyaset yapma şeklinin yeniden şekillenmesi

Ülkenin kuruluş Devrimlerine ters olmayan, önceliği halk için kullanan, güçlü revizyon ve reformlar için önce akıl, sağduyu, güç ile enerji ve yüksek bir VİZYON dilerim.


Saygı ve Sevgilerimle,

Erman Dinçel
15 Kasım, 2017 İstanbul


*Not: Umutlu olmak ve hayal kurabilmek için kendimi çok ama çok sıktığımı bilmenizi isterim