5 Ocak 2014 Pazar

Çorbadan Dönenin Kaşığı Kırılsın :)

Çorbadan dönenin kaşığı kırılsın :)

( 2014'e Girerken Yalan dan yorgun, Erdem den yoksun Şerefsiz ekonomi üzerine )

Başlığı pozitif bir cümle ile atmak çok isterdim ama yapamadım, 2014'ü 'Risk Yönetimi Yılı' ilan ediyorum kendimce.

Öncelik kendinizi ve ailenizi tüm bu risklerden korumak daha sonra işinizi yaparken ve yönetirken de uyarıları dikkate almanızı rica ederim.

Tasarrufçu davranacağız ve davranmaya devam edeceğiz, birikimleriniz varsa yönetirken daha dikkatli olacaksınız ve mümkünse borçlanmayınızhatta döviz cinsi hiç borçlanmayınız.

Eğer sizin ve şirketinizin döviz borcu varsa, bir Yatırım Danışmanın dan, risk yönetimi usullerini öğreniniz ve sorunuz.

Döviz borcundan çıkıp mümkünse TL ye dönünüz ( Finansçı da finansçı dan değil, tövbe tövbe, yok toplama çıkarmadan fazlasını vermeye hazırıymışsın falan filan, hişt 25 yıldır toplamadan, çıkarmadan fazlası var siz yeni mi uyanıyorsunuz :) )

Faizler artacak , döviz kuru yükselecek veBİST zorlanacak, piysalar aşırı dalgalı seyir izleyecek hazırlıklıolunuz. ( Ekonomist kafa ile volatilite yükseliyor, finançıda finançı kafa ile opsiyon satanlar bi tarafınızı kollayın :) )

Bireysel Emekliliğe devam ediniz, birikimlerinize %25 Devlet ek ödeme yapmaya devam edecek bu fırsatı kaçırmayınız. Birikimlerinizi Bireysel Emeklilik de Esnek veya Dengeli fonlarda tutmaya devam ediniz. ( faiz hassasiyeti olanlar, sizler için çıkarılan fonlar da Dengeli Fon tipi olmaktadır unutmayınız)

Yukarıda yazdıklarımız kehanet değildi, sadece hem ekonomik hem de siyasiriskin arttığı, Global Piyasa konjonktürünün de Türkiye lehine olmadığı bir döneme giriyoruz, girdik bile sadece bunun işareti sayınız.

Tüm bu sebeplerle dikkatli olma fazla açılmama zamanı diyelim ve tüm bu olumsuz beklentilerimin sebebini yazalım;

Siyaseti biliyorsunuz ve sanırım her vatandaş kendince yorumluyordur, siz siyasi tansiyonun 2014 de düşeceğini tahmin ediyor musunuz? Sanırım kimse bunu tahmin etmiyor öyleyse bu kadar olumsuzluk, rüşvet, yolsuzluk soruşturmalarının ortasında en iyisi normalden daha muhafazakâr bir tavır sergilemek ama en kötü günde bile bunun bir fırsat olduğunu unutmamak.

Dünya, 'Dünya dönüyor, sen ne dersen de, yıllar geçiyor fark etmesen de', 25 Mayıs 2013 de olduğu gibi, 25 Aralık 2013'de ABD'nin Merkez Bankası kabul edilen FED ‘in başkanı Bernanke başkanlığında aldığı karar ile varlık alımlarını 80 Milyar Dolardan, 70 Milyar Dolara indirdi. Bunun anlamı FED ‘in piyasaya saçtığı parayı azaltmaya karar vermesidir.

Yani Likiditeyi azaltacak, geçtiğimiz yedi ay süren bu süreç de ne oldu? ABD ekonomisi bu para bolluğu ile toparladı mı? Bu yüzden mi bu karar alındı?
Cevap; tabiki hayır, anlaşılan ABD'de İstihdam istenildiği kadar artmadı, Konut Sektörü ( mortgage ) hala kötü durumda ve nihayet ABD'nin enflasyon verileri kötü gelmeye devam ediyor ve hane halklarının durumunda iyileşme yok ve perişan ( her ülkenin perişanlık ölçütü de farklı biliyorsunuz ) durum devam ediyor. ( Ekonomist arkadaşlara ricamdır, Allah aşkına Bernanke'nin hikâyesini, hayatını Magazin Basını Gazeteci tipi yorumlamaktan vazgeçin, yeter yahu midem bulanıyor, ulam bu adamın dedikodusunu bilseniz ne olacak bilmeseniz ne olacak ? )

ABD'nin durumunu biraz daha yazalım da içiniz açılsın ( çok da keyif almadan yazdığımı bilmenizi isterim ). ABD'de tek iflas eden Detroit kent yönetimi değil maalesef ( ulam kent yönetimi nasıl iflas eder? zaten Kentler vergi gelirleri ile finanse edilmiyor mu? Bu kentlerin yönetimindeki insanlar saf mı? salak mı? hay Allah müstakınızı versin, öyle deme Erman; bu kent yönetiminin ticari işletmeleri de var, ya onlar da iflas ederse diye söyledim :) ) ( bir başka erman var benden içeru )

ABD'de Kamu kurumları bütçeden pay alamadıkları için, harcamaları yapamadıklarıiçin ABD'de İFLAS kelimesi ile aynı anlama gelen aksiyonu almak zorunda kalıyorlar.

Eyalet yönetimleri eğitim masraflarını dahi karşılayamaz vaziyette. Bu arada emlak fiyatları ABD'nin bazı bölgelerinde çok düşük ve düşmeye de devam ediyor. ( Hani varsa niyeti olan ABD'den konut edinmek ve benzeri durumlar için yatırım yapılabilecek bir dönem 2014 haberiniz olsun ). Aman dikkat demek istedimki ABD konut fiyat düşüşü aslında hızını azaltıyor yani alınan ekonomik önlemlerin tek işe yaradığı yer emlak fiyat düşüşünün durma noktasına getirmesi, yakın zamanda daha sabit hale geçebilir konut fiyatlarıhaberiniz olsun. ( bizim borsacıların tabiri ile ' dip yapcek abi ' )

FED ‘in bu kararı almasının nedeni, 'ABD ekonomisinin 2013'de büyümüşolmasının getirdiği korku ile emlak fiyatlarının krize girip yeniden çökmesinden ek olarak korkulmasıdır' diyelim.

Türkiye; Artık bu durumun bizi nasıl etkileyeceğine bakarsak, borç para ile dönen bizim tip ekonomilerde tehlike çanları çalıyor, dolar 2.17 sınırında, yıllık faizlerimiz %10 da ve ortalıkta Merkez Bankamız olmasına ve sürekli müdahale edip piyasayı sakinleştirmeye çalışmasına da rağmen, bu değişimin devamından başka yapacağı bir şey yokmuş-kalmamış gibi duruyor. Üstelik TCMB başkanımız da ortada görünmüyor sesi soluğu çıkmıyor, 'sosyal medyada yer alma işine girmeyecektin kardeşim', 'siyasiler ile arana mesafe koyacaktın kardeşim' değil mi? sonrada söylediğin söz söz olacaktı, sözün bir ağırlığı olacaktı şimdi kalmadı maalesef.

3 Ocak 2014 de açıklanan Aralık enflasyon verileri ile yıllık %5 ile başladığımız, Temmuz da %6,5’a revize ettiğimiz enflasyon hedefi de, %7,4 olarak gerçekleşti.

Şimdi dikkat bu ekonominin adı 11 yıldır 'Enflasyonla Mücadele Ekonomisi' yani enflasyon hedefi tutmaz ise diğer tüm ekonomik değişkenlerden bağımsız kriz sinyali kabul edilir, ediliyor, ediliyordu, inşallah hala ediliyordur.

Geçen hafla son 11 yılın borçlanma ve büyüme rakamlarını yorumlayan eski bir Hazine yöneticisinin aksine ben geçmiş 11 yıla bakmayacağım, ben bu yıl yani 2014 için konuşacağım.

Bu yıl Türkiye'nin tüm borç durumuna bakacak olursanız geri ödenecek dış borç tutarının 155 Milyar dolar civarında olduğunu, Dövizlerden Doların 1.92 den 2.18'TL ye ulaştığı, Euro’nun 3 TL ye ulaştığınıve borçlu kurumların ister özel sektör olsun, ister Devlet olsun, isterse Devlet garantisiyle dışarıdan borç bulmuş bulunan özel sektör veya Belediyeler olsun ( Ankara ve İstanbul Belediyelerinin borçları seçimden sonra kim kazanırsa ona seçim hediyesi olacak haberiniz olsun ) bu toplumun borcu olarak ele alınmak zorunda olacağını, yani bu borçlar Hazineye dert olacak galiba, yani borçlular zor günler yaşayacak ve mecburen Hazine destek olmak zorunda kalacak haberiniz olsun.

Bu son 17 Aralık krizinde siyasiler dediğine göre, yolsuzluğa adı karışan müteahhit firmaların kredibilitesi çok olumsuz etkilenmiş, şimdi onlar nasıl büyük proje yapacak diye üzülüp durukken, ülkenin kredibilitesi nasıl etkilendi? diye sormak isterim? Önce ülkeyi düşünen bir tane adam neden çıkmıyor? AYIP yahu yabancı yatırımcılar ve Devletler Rus veya Arap Ligine aldılar bizi hala görmüyormuşsunuz?

Bu arada borsada halka açık şirketlerin Cematte yakın olanlarının Maden Ruhsatlarını yenilememek, hatta maden alanlarını kapatmaları, bu şirketlerin gözgöre göre değerinin düşmesine neden olmak anlamına gelmiyor mu?, bu durum BİST yatırımcısının moralini bozmuyor mu? piyasada bu gerginlik değer kaybına neden olmuyor mu? Sermaye Piyasası Kanunun da bunun tarifi var mı?

Velhasıl kelam ben borçlara geri döneyim, tüm borç en az 270 Milyar dolar, o ekonomist danışman arkadaşbunları bilmiyor mu? Borsacılık mı oynuyoruz. Elinizdeki hesap makinalarınıbırakın, Borsa’nın değer kaybetmesi tam anlamıyla şirketlerin değer kaybetmesi anlamına gelmez.


Borsanın değer kaybetmesi, şirketler veya ekonomi için öncelikli olarak olumlu beklenti kalmadığının işaretidir. Yani o değer kaybı rakamı gerçek değil, böyle devam eder ve bu durum şirket blançolarına olumsuzluk yansır ise hisse senedinin ulaşacağı yeri değeri gösterir şuandaki rakamlar.

Bu durum yani BİST endeksi aynı zamanda bir göstergedir, borsası düşen ülkenin ekonomi yöneticisi, şirketlerimizi, işlerimizi desteklemek ve büyütmek için bu düşüşü tam tersi haline getirmek istiyorsa, ekonomi politikasını, politik hataları gözden geçirir ve siyasi tansiyonu düşürecek adımları atar yani demek isterim ki neden hala olayın hep kötü tarafına bakıyorsunuz? Neden sürekli birilerine acımak ve vah vah yapmak zorundayız.

Neden hala büyüme potansiyelimizi görmüyorsunuz? Bir gaz ver bakalım ( aman biber gazı olmasın ), bir yolsuzluk, bir rüşvet, bir kayırma bitsin bakalım, ihracatçıyı bir destekleyin bakalım, yeni inşaat işlerine değil, teknolojik konulara yatırım yapalım yani ne diyorlar inovasyonu yani yenilikçiliği teknolojide yakalamamız lazım, o zaman gerçek büyüme olur, Dünyanın 11. büyük ekonomisi Güney Kore, bundan daha iyi noktaya gelmek için 1 tane Samsung, 1 tane LG, 1 Hyundai ve 1 Kia lazım bilmem anlatabiliyormuyum gerisi hayal.

Sonuç; İstikrarsız, dengesiz bir ekonomik ortamdayız, cari açık 65 milyar dolar, faizler artacak, döviz kuru artacak, aşırı dalgalanmalıbir borsa göreceğiz, bu krizi iyi yönetebilmenin ana şartı biran önce siyasi krizi çözmekten geçer.

Biran önce şeffaf bir ekonomi yönetimi ve denetim sistemine geçersek tüm bu olumsuzluklar toparlanır. Büyümeyi tepe taklak düşürmek istemiyorsanız bir an önce gerekli tedbirleri alınız, siyasi tansiyonu düşürünüz.



Ekonomistin duası size de gelsin;

Hepinize işlerinizde, hayatınızda kolaylıklar dilerim,
Hepimize ise bol bol hoşgörü, karşılıklı saygı dilerim,
'Erdemli İnsan' ve 'Şerefli İnsan' kavramlarında gelişmeler ilerlemeler dilerim,
Çalışanın ve bilenin kazandığı, kul hakkının yenmediği,
İnsanlık kavramının tükenmediği,
İş bitirici, günü kurtaran tiplerin değil eğitimli, ahlaklı kişilerin işfırsatlarını kovaladığı,
Adalet Teyzeye yalan söylemeyen Hukukçu Amcaların olduğu ve
Hatta hiç yalan dolan olmayan güzel günler dilerim...

Erman Dinçel
İstanbul, Kadıköy 5 Ocak 2014