29 Temmuz 2012 Pazar

Suya Sabuna Dokunan Ekonomi........


Yarına Övgü'de de ekonomik ortam ile ilgili uyarı yazımı yayımlamaya karar verdim,  suya ve sabuna dokunacağım merak etmeyin,

BES yaptırmış olan sevgili dostlar, Kasım ayı başına kadar, Dengeli veya Esnek fonlarda kalmanızı veya kalmaya devam etmenizi tavsiye ediyorum......( henüz likit fona kaçacak bir durum yok ama her an hazırlıklı olunuz )

Nedenini soranlara; bardağın dolu tarafına bakıyorum derim, ama bakın ne görüyorum, geçen yıl %8.5 büyüyerek Dünya ikincisi olan ekonomimizi de bilerek ve dahi unutmadan bakın ne görüyorum,

-Cari açık varlığını sürdürüyor, hatta hesaben artma eğilimi devam ediyor, dikkat ediniz, ihracat gibi görünen kalemlerin artmış olduğu ifade ediliyor ama ihracat rakamları arasında barter işlemleri var, dış ticaret dengemizi, ithalat ve ihracat rakamı birlikte izleyiniz, unutmayınız ihracatımız ithalatımıza bağımlı ve satış yaptığımız Avrupada kriz var, durgunluk var. Cari açık hesaplamalarının içinde yeralan turizm gelirlerini de takip ediniz, umarım bu yıl 20 milyar doların altında kalmaz. ( Cari açık nedir? ne yer? ne içer? ne anlama gelir? başka bir yazımızda anlatırız, merak edenler bulurlar nasılsa )

-Geçen yıla göre KDV dahil vergi tahsilatı düşmekte ( harcamalar azalıyor ) Maliye bakanımız açıkladı sunumlarını izleyiniz ( ekonomi daralma işaretleri veriyor dikkat ediniz, evden çıkınız, para harcayınız, ekonomiye can veriniz durumlarına gelmeyiz umarım )

-Yıllık TÜFE enflasyon hedefi %5 (+/-2) ama şuanda 12 aylık TÜFE % 8.89 ( bir de 3 Kasımda göreceğiz son durumu ve yıllığı kesinleştireceğiz ), her ayın 3. günü enflasyon rakamlarını kontrol ediniz,

-Enflasyon çapası geçen yıl da tutmamıştı, muhtemelen bu yılda tutmayacak, TCMB başkanının açıklamalarını kaçırmayınız, geçen hafta enflasyon hedefini revize edebileceklerini belirtti,

-En ufak bir Suriye müdahalesi vb kargaşa yada belirsizlik yaratacak, huzursuzluk yaratacak bir durum, sıcak paranın çıkması anlamına gelir, turizm gelirlerinin düşmesi anlamına gelir.... bıçak sırtı durumu... yani risk- yani belirsizlik artırıcı durum, ek borca girmeyiniz, dövizle borca girmeyiniz,

-IMKB'de hisse senedi alacaklar, sadece blançosunu, satışlarını, ihracatını, borçlanmasını bildiğiniz sağlamcı şirketlere yatırım yapınız veya fiyatlar çok düşmedikçe adeta kelepir denecek seviyelere yaklaşmadıkça ek yatırım yapmayınız,

-Bireysel emeklilik yaptırmış olanlar, yıl başından bu yana hisse fonlar ve esnek fonlar hemen hemen her emeklilik şirketinde ilk yedi ayda %18 ile %28 arasında kazandırdı, sizce yıllık faizlerin %9 olduğu bir ekonomik ortalama 7 aylık bu kazanç kötü mü? Bence kötü değil, hatta çok iyi çünkü BES vergi teşviki hariç konuşuyoruz.

-BES'de kalmaya birikim yapmaya devam ediyoruz, 2013 başından itibaren devlet teşviki uygulanmaya başlanacak, kesinlikle bu fırsatı hiçbirimiz kaçırmıyoruz, benim uyarım sadece bu dönemde birikimlerinizi Dengeli veya Esnek Fonlara aktarmanızı tavsiye etmek. Tanıdığınız 18 yaş üstü tüm gençleri BES'e davet ediniz, yıl başından itibaren 100 TL ödeyen her katılımcıya devtet de 25 TL ek ödeme yapacak unutmayınız ( duygusal değiliz yaniii ).

-Tavsiyelerimi dayandırdığım ekonomik gerçekleriş yukarıda saymaya çalıştım, siyasi bir tavır olmadan bir ekonomist gözü ile, bir fon yöneticisi gözü ile ve bir risk yöneticisi gözü ile yorumladım. Her an 'Likit Fona' geçmeye hazır olunuz, bu işlemi emeklilik şirketimizin internet sitesi üzerinden de, çağrı merkezlerini arayarak 2 iş günü içinde de yapabilirsiniz unutmayınız.

Durum tespiti tarih 27 Temmuz 2012 Cuma, gezegenlerden Dünya, ülkelerden Türkiye;

                                                                Yıllık Enflasyon
Yıllar     Hedef     Gerçekleşme 
  2002      35           29,7 
  2003      20           18,4 
  2004      12             9,3 
  2005        8             7,7 
  2006        5             9,7 
  2007        4             8,4 
  2008        4           10,1 
  2009       7,5           6,5 
  2010       6,5           6,4 
  2011       5,5         10,4 
  2012       5  -           8,9 ( son 12 ay )
  2013       5  - 
  2014       5  - 


Büyüyen ve büyüyecek ekonomimize rağmen, BRIC ülkelerinden birisi olacak olmamıza rağmen, dikkatli olunması gereken bir döneme giriyoruz.....

Durum tespitini yapmak istedim çünkü yorumlarımı dayandırdığım, ekonomik değişkenlerin ve ortamın resmini tam çekmek istedim, görüntü nasıl net mi?....

Bu sıcak havada, ramazanda ve dahi üstelik, milletin %70 tatilde lay lay lom yaparken, parmakarası terliklerini şapırdata şapırdata yürürken, denize menize girerken, adamın birinin akına ya hava daha da ısınırsa diye düştü işte......


Saygı ve sevgiler .... erm


17 Temmuz 2012 Salı

ÖZEL BÖLÜM ....2012 Malatya - Harput - Fırat ( 34 ED 0044 )

Malatya’dan Harput’a gittim, Fırat'ın  yanından

Bu yaz memleketim Malatya'ya gittim ama aynı zamanda Elazığ'a, Harput'a ve Fırat Havzasına da kısa bir haftasonu seyahati yaptım, fotoğrafladım ve sizlerle paylaşıyorum.

Önce kısa bir tarih özeti Malatya için;  Malatya üçüncü kez bugünkü yerinde kurulmuş 134 yıl önce, bugünkü Malatya 'Aspuzu' da denilen bağlardan oluşan bir bölgeymiş, halk eski Malatya'dan bu bölgeye yazın göç eder, yazı bağlarda, bahçelerde geçirir kış olunca da geri Eski Malatya'ya dönermiş. 1838 yılı yaz mevsiminde Doğu Anadolu'daki ordulara komuta eden Hafız Paşa Karargâhını Eski Malatya’ya kurmuş ve askerlerini de Aspuzu'ya göç eden Malatyalıların boş evlerine yerleştirmiş. Ordu o kışı Malatya'da geçirince halk bağlık evlerinde oturmak zorunda kalmış. Bir yıl sonra ordu Eski Malatya'dan ayrılmış ama Malatyalılar evlerine dönememişler çünkü askerler oturdukların evlerin tahtalarını odun niyetine yakıp ısınmışlar bu sebeple askerin oturduğu evler onarılamayacak kadar hasarlıymış.

Yeni bir şehir kurmuşlar Aspuzu bağlarına, bugün adı Malatya. Şehir o zamanlar ormanlık olan Beydağı'nın eteklerinde bağların içinde kurulmuş.

Beş Konaklar Malatya


İçli Köfte / Malatya



 
Ayva Yaprağından Ekşili Köfte
Aspuzu bağlarının 'Deyr-i Mesih' ve kutsal sayılan sularının İsa Peygamber zamanında onun bir işareti ile çıktığı ve bağları suladığı söylenir. Başka bir söylentiye göre bu bölgede seyahat eden azizlerden bir aziz, susamış, su bulamamış, o zaman asasını toprağa üç kere vurup ' Çağlasın Sular' ........ ' Sulansın Bağlar' demiş.... işte turuncu sulu, çok tatlı Malatya Kayısıları da bu kutsal su  ile yeşermişler :)))

Bugünlerde Doğu Anadolu'nun kıraç tepelerini yemyeşil eski haline dönüştürmeye çalışan Fırat Nehri, üzerindeki Keban ve Karakaya barajları ile  Malatya ile Elazığ'ın sınırını oluşturuyor, iki şehrin de etrafını çeviriyor. Kitaplara bakarsanız MÖ 12 binli yıllara inen bir kültürel zenginlik var ve Fırat Havzasında 800'den fazla arkeolojik alan mevcut.

Mezopotamya’nın başlangıcı burası,  hoş geldiniz...

Malatya'dan kapıyı açtık ama Elazığ'da gideceğiz. Benim tavsiyem THY ile direkt olarak uçmanız Malatya'ya nedenini Face'de anlattım. Havaalanı’ndan şehir merkezi 25-30 km, yol boyunca şehir girişine kadar etraf bağlık bahçelik üstelik kayısı ağaçları ile dolu. Bu sene kayısı üreticisi tarlada kilogramı 0.50 kuruştan satmış kayısıyı, şehirdeki halde kayısının kg 1.25 TL ile 3 TL arasında değişiyor. İstanbul’da Malatya Kayısısının fiyatı ise 5 TL ile 9 TL arasında değişiyor. Bu kayısının, kurusu var turuncu renkte, gün kurusu var, çekirdeği var, pestili var, reçeli var ( Petek'in yaptığı gibi değil ), lokumu var, kremi var, kolonyası var, kayısı döneri var, dürümü var malum bu bir ekonomik değer aynı zamanda Malatya için hem de çok önemli ve benzersiz bir değer.

Türkiye'nin herhangi bir yerinde Malatya kayısısına rastlarsanız unutmayın o gördüğünüz çeşitler yola, taşımaya dayanıklı cinsi, sizin yiyemediğiniz ve tadını bilmediğiniz en az 30 çeşit daha kayısı var. Bazılarının ilk görünüşte albenisi yoktur ama tadına bakarsanız ancak anlarsınız. Bir de satana sorun 'bunun kutusunu bana göster' diye. Artık özel karton kutularda Türkiye'ye dağıtılıyorlar. Beni çağırırsanız bende tadına bakabilirim hatırlatayım. GDO yok, hormon yok, bazılarında gübre bile yok. Hasanbey cinsini bulursanız kaçırmayın.

Ayva Yaprağından Ekşili Köfte / Malatya
 Yemeklerimiz, bir yemek öğretmeninin oğlu olarak annemin hakkını da vereyim; en sevdiklerim yemeğimiz, Ayva Yaprağından Ekşili Köfte ( küfte de derler, küftelerin yaprak çeşitleri, ayva, kiraz, fındık ve asma yaprağı ile de yapabilirsiniz bu tip 20 civarında köfte olduğu söyleniyor), içli köfte ( buharda haşlaması veya sebzeli sulu olanı yani Tiritli Köfte- analı-kızlı), Kâğıt Kebabı ( en az 3-4 saatte taş fırında pişeninden), su böreği, peynir helvası ( höşmerim gibi değil ), kulak çorbası, yoğurtlu çorba, pir pirim çorbası bu kadar yeter mi? Benim karnım acıktı yahu..... Azıcık yemeklerimizi saydım ama dikkatinizi çekti mi? öyle Urfa-Adana tipi bir kebap biz de yok, bulgur ve sebze ağılıklı güzellikler var. Adında kebap geçen yemeğimiz  bile mangalda değil 4-5 saat sebzeyle fırında halleştikten sonra sofraya gelen cinsinden.


Su Böreği hamuru 40 kat


Malatya Hükümet Meydanı
 Malatya Merkezdeyiz, Kışla Caddesi ve İstasyon Caddesi iki büyük cadde ve şehrin meydanında buluşuyorlar yani Hükümet Meydanın’ da, cumbalı konaklardan kala kala Beş Konaklar Caddesi kalmış sadece bu sokakta da numunelik konaklar kalmış. Yemyeşil Şehir Merkezi şimdi bir beton yığını, bilinçsiz belediyeler, yöneticiler neredeyse tüm eski yapıları kaybedilmesine neden olmuşlar. Bir Niyazi Mahallesi ( Niyazi Mısri ) yok artık, adı var sadece. 1990-2000 yıllarda belediye meclisinde görev yapanlara, burayı istimlak edip satanlara saygılarımı ilettim, dedem ve babam adına sadece.......Neyse sinirlenmeyeceğim, ben iyi tarafına bakacağım kendime söz verdim.

Beş Kanaklar Malatya


Gazi İlkokulu / Malatya

İsmail bey Malayta Hal binazında kayısıları seçiyor
  

Yeni Cami, Şire Pazarı, Bakırcılar Çarşısı, hamamlar, kumaşçılar, ayakkabıcılar, gürül gürül akan sular, dereler, kernek deresi, kanal boyu bu şehirde yaşanılan yerler. Bir zamanlar, Sümerbank Fabrikası ve tabiki Şeker Fabrikası Malatya'nın güzel yerleri. Sümerbank'ın yerinde bir alışveriş verkezi yükseliyor, çok yatırım yapılmış belli ama şehrin dokusuna verdiği zararı takan yok, böyle bir hassasiyet yok. Şeker Fabrikası için söyleyecek lafım çok ama buraya sığmaz, içim sızlıyor, top sahasının yerinde TOKİ'nin yaptığı bilmem kaç yataklı dev bir hastahane inşaatı var. Başka yer mi yoktu, yer kıtlığınami girdiniz diyoruz zevksiz ve görgüsüz kendinden menkul adamlara.

Yeni Cami

Yeni Cami adı ama inşaatı 1912'den kalma, 3 minaresinden birisi yarım ve o da Selçuklulardan kalma, eski Hitit yerleşim merkezi Aslantepe şehir merkezine 6 km uzağında, Temmuz ayının 2. hafta sonu, 'Malatya Fuarı ve Uluslararası Sanat ve Kayısı Festivali' ( hey allahım festivalin adına bak yahu...bir kayısı güzeli bile seçmiyorsanız ben ne yapayım fuarınızı ). Önemli Temmuz ayı 2. veya 3. hafta sonu Arguvan Müzik Festivali var, bu festival çok ama çok önemli? Neden? çünkü 10 yıldır yapılan bu festivalde Anadolu’nun her yerinden halk ozanları Arguvan’da toplanıyor. Türkü çığıranlar bilir, Arguvan ağzı diye bir ağız var, artık...... sazını kapan gelsin gelin canlar bir olalım...........

Yeni Cami


Malatya Ulu Cami 13. YY
   
  
Balı Akan Kayısı Ağacı


Aşağı şehir yada Eski Malatya, bugünkü adı ile Battalgazi ilçesi, tarihi eserlerle bezeli bir açık hava müzesi gibi, Ulu Camii, Akminare, Ertunan Evi, Nefise Hatun Kümbeti, Kale Suru, Silahtar Mustafa Paşa Kervansarayı ve Emir Ömer Mescidi  görülmesi gereken yerler. Anadolu’nun çoğu yerinde olduğu gibi, bu kentteki her ilçe allahın bir armağanı gibi Yeşilyurt, Darende, Arguvan, Arapkir, Hekimhan, Pütürge ve diğerleri her birisini ayrı ayrı yazmak lazım. Gidin herhangi bir, kapıyı çalın ben tanrı misafiriyim deyin, sonucunu görün.... değerlerimiz İstanbul’da ve Ankara'da yitiriliyor ama Anadolu’nun her yerinde yaşıyor merak etmeyin....


Beş Konaklar Müzesi / Malatya



Malatya Açık Ekmek ve Hal Binası
23 Elazığ
Bu kadar Malatya yeter, bindik Mehmet Ali'nin minibüsüne Elâzığ’a yola çıktık, hedefimiz önce Elazığ ve hemen Harput tabiki. Gakkoşların memleketi ( kardeş demek ), dürüst, mert insan demek, keyif, eğlence demek, müzik demek Elazığ.

Elazığ'da yedi yıl kaldık İlkokulu ve Orta Okulu okudum, sınıfta öğretmenin sorardı kim türkü söyleyecek?  Bir ben elimi kaldırmazdım. Malatyalıyım ya.  Herkes elini kaldırırdı, sen oğlum, kızım sen söyle derdi öğretmenim Mehmet Öztürk, söz verilen öğrenci önce uzun hava söylerdi ,sonra da türküsünü söylerdi. Çok severim Elazığlı kardeşlerimi, siz ramazanda sahura hiç kemanla kalktınız mı? Hiç klarnet ile uyandınız mı? Bunlar Elâzığ’da mümkün, davul yok klarnet, var, keman ve cümbüş var. Yüzü gülen neşeli gakkoşlar var.


Harput Kalesi

Harput-1
 Elazığ bağlarının, öküzgözü üzümü var, eski Tekel şimdi Kayra markası var, İtalya'nın Toskana bağlarını aratmayan Elazığ bağlarını görmek gerek, Şükrü Baran'ın bağını ziyaret etmek gerek. Ayrıca her sene Mayıs ayında kokulu küçük çilekleri var, bunun hikayesi de ayrı.........

Harput’taki deniz!

Malatya Elazığ arası 100 km, Keban gölünün üzerindeki, Karakaya Barajından geçerek ulaşıyorsunuz, bu karayolu geniş meralardan oluşuyor, bahçeler, bahçeler, meyve çeşitleri, bağcılık, barajlar, göller, balık çiftliklerini geçince Elâzığ’a ulaşılıyor.

   

Elâzığ’ın tepesi adı Harput, bu bölgenin Osmanlı Sancağının Merkezi, Harput Elâzığ’a 5 km mesafede,

Elazığ'ın eski yerleşim merkezi, ticaret yolları üzerindeki konumu ile asırlar boyunca inanç, kültür ve idare merkezi, Harput'un tarihi MÖ 2000 li yıllara uzanıyor, sokakları dolduran camiler, medreseler, manastırlar, kümbetler ve hamamlar, şimdi çok ama çok sesizler. Harput Kalesi MÖ 9. YY da Urartular tarından yapılmış, Ulu Cami ( Artuklu Sanat eseri ), kare şeklinde caminin minaresindeki bitki motifleri var,  fakat pizza kulesi gibi hafif eğri, meydanda iki cami var, Sara Hatun Camii, Akkoyunlu ve Kurşunlu Camii  Osmanlı  eseri. Kalenin altındaki Meryem Ana kilisesi 12.YY'da inşaedilmiş ve şimdilerde yağmalanmasın diye kapalı tutuluyor.


Harput-2



Harput Balakgazi Malatya tarafına bakıyor
Harput Amerikan Koleji Anadolu’daki 14 Amerikan Kolejinden birisi ( Robert , Üsküdar ve Tarsus Amerikan Kolejlerinin kardeşi 19.YY sonunda faaliyete geçmişler) yeri kalenin yanındaymış. Bugün bir taşı bile yok ama çok çok önemli bir yer burası. Cevat Fehmi Başkurt'un 'Harput’ta Bir Amerikalı' hikâyesini bilmeyen yoktur. Birgün kısmet olur onu da yazarız, ne yazarız, Harputlu 2000 tane genç kızın Süryani Kadim Cemaati tarafından önce Detroit’e oradan da Küba'ya gönderilişinin hikayesini  ( bu da Erman’dan özel bilgi ). Bugün Küba'nın 1/3 Harputlu kızlardan oluşuyor. Neden Küba'ya kanımız kaynak:)) sadece puro mu? Fidel mi? Latin kızları mı? Devrim mi? nedir? Neden Küba'nın en yüksek tepesinin ismi Türk Tepesi? Neden Küba’nın kırsalında menemen pişiriyorlar? ..... Harput’tan dolayı....
Arap Baba Türbesi-1


Arap Baba Türbesi-2
Harput da önce Arap Babaya gittik sonra,  Balakgazi parkında mola verdik. Kardeşim her taraf, evliya dolu Arap Baba, Marsur Baba, Ahi Musa, Beşikli Baba, Üryan Baba ve Fethi Ahmet Baba Türbeli var. Biz Arap Babayla ilgiliyiz, çocukken okul gezisinde o nun odasına girip sandukayı açıp bakmaya korkardık da ondan. Bir mumya var karşınızda, çocuk psikolojisinin pek kaldırası yok yani, mumyanın kafası var ama sanırım o kafa ona ait değilmiş. Arap Baba hakkında pek çok efsane anlatılır. Bunlardan en fazla söyleneni şöyledir; Bundan yaklaşık 700 yıl önce Harput ve yöresinde bir yıl yağmur yağmaz. Kuraklık ardından kıtlık kapıya dayanır. Halk perişandır. Alacalı mescidin yakınındaki bir evde Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında Arap babanın başı kesilipte bir dereye atılırsa yağmur yağacağını görür. Yaşlı kadın önceleri buna pek bir anlam vermez. Ancak aynı rüyayı üç gece üst üste görünce karar verir ve bir gece Arap babanın cesedinin başını gövdesinden ayırır. Kesik başı dereye atar. Gerçekten de yağmur yağmaya başlar. Ama ne yağmur... Yağmur değil adeta tufan. Dereler coşar, her yanı sel basar bir türlü dinmek bilmez. Yağmuru dört gözle bekleyen insanlar bu seferde bu felaket karşısında muzdarip olurlar. Selvi kadın rüyasında Arap babanın kesilen başı yerine konulursa yağmurun dineceğini görür. Arar, bir kesik baş bulur, yerine koyar yağmur durur. Harputlular bu olay üzerine Selvi kadının korkunç bir hastalığa yakalanarak günlerce ıstırap çektiğini sonrada öldüğünü söylerler........

Harput’tan Elâzığ’a baktım güneye doğru, uzakta solda Keban Baraj gölü görünüyor, kaleye de çıktım tam karşımda tekrar Keban Barajı görüyordu, Harput’un arkasına da gittim, kuzeyden güneye Keban Barajı görünüyor, Harput’tan kuzey doğuya baktım, baktım taaa uzakta Arapkir, Malatya Keban ve Karakaya Barajlarını da gördüm ( hayal ettim ),  Harput’un etrafı deniz olmuş kısacası, Keban Denizi ama biz bunu kabul etmiyoruz. Harput’un Denizinin adı Harput’tan Güneydoğu'da bulunan Hazar Gölü yani namı diğer Sivrice gölü, sevgili kardeşim, arkadaşım Mehmet Ergin Sezer'in baba evi.



Malatya Keban Gölü

Hazar Gölü

Hazar Gölü
Hazar Gölü Elazığ şehir merkezinden 20 km uzakta, bu göl bir çökmeden oluşmuş, gölün içinde adacıklar var, çok kuş var, gölün bir kenarı bir zamanlar bataklık olduğu için, kuş ve böcek ne arasan var. Gölün suları altında bir antik kent var, çölün ortasında masmavi olan Hazar gölünün üzerinde ve kıyılarında martı sürülerine rastlamak mümkün, bu sebeple burası Harput'un denizi Hazar Gölü olarak anılmaktadır.

Benim için Hazar Gölü ise,  hafta sonu piknikleri, askeri kamp her sene iki hafta, bisikletin Bisan mı? Beldesan mı?, saklambaç, masa tenisi, yakan top, futbol, sana yağlı ekmekle ile meysu'nun üçgen vişne suyu içmece, gölün suyu tatlısu çok tehlikeli sürekli boğulma vakası, gölün içinde antik şehir var, birçok efsanesi var.....vırak vırak kurbağalar var, kurbağaya sigara içireceğim diye ellerin siğil olmalar var,  ambulansla hastaneye kaldırılmalar var, hemde her yıl, kampta çadırda kalanlar ayrı hikaye, karşıya yüzerek geçenler var...... kızma birader'in dibini bulmuştuk sonra tavlaya transfer olmuştuk.



Hoca Hamamı

Harput
   

Harput’ta molamızı Balak Gazi tesislerinde verdik, yöresel yemeklerimizden yedik yöresel yemeklerimiz neler sayalım, Nohutlu Yoğurt Çorbası, Cevizli İşli Köfte Yağda, Sırın ( yoğurdun içinde yufka mantısı ), çökelek peynirli kellecoş.  Harput’un içinde gezdik fotolardan görebilirsiniz, Harput yenileniyor, tamir ediliyor, restore ediliyor, tarihi kalede hem kazı hem de restorasyon çalışması var, evler eski haline dönüyor, çevre temizleniyor, 5-10 yıla Antalya kale içi gibi bir yer olur çok da güzel olur....

Yukarı Fırat Havzasının azıcık paylaştım, Arapkir’i konuşmadım, Kemaliye Kanyonunu konuşmadım, Arguvan'ı konuşmadım, Nemrut'u konuşmadım....ama.. fotoğraflarımı ekledim.

Bu bir aile-abi-kardeş-yeğen-kuzen-dayı-teyze-yenge buluşmasıydı, özel bir amacı da vardı ama o bende saklı, 34 yıl önceki lise arkadaşlarımla buluştum, bol bol güldüm, 17 yaşıma geri göndüm, zamanı unuttum, rehabilite oldum, seneye arkadaşlarımla birlikte biraz daha farklı bir rota için fikir geliştirdim, Turan Emeksiz Deneme Liseme de gittim, hava 36 dereceydi ama İstanbul kadar nemli değildi, yine bol bol kayısı yedim, erik yedim, vişne yedim, dut yedim ve dondurma yedim, tansiyonum normal ama kan şekerim tavan yaptı sanırım, Malatya yemeklerinden yedim ( yengeme, dayıma ve teyzeme çok teşekkür ederim ) yorgunum ama keyfim yerinde umarım sizde keyif almışsınızdır! Tahmin edersiniz nostalji tavan yaptı.

Songül arkadaşım, Arguvan'a festivale davet etmişti, gelirim dedim ama gidemedim, üstelik yöresel yemeklerimizden de yaptırmış, bağda bahçede mangalda yakmıştı. Kısmetse ilk festivalde oradayım, içimde kaldı yahu.... ufff bitti.

Erman Dinçel
34 ED 0044, Temmuz 2012, İstanbul
* Diger tüm fotoğraflar Facebook'daki albümde bulunmaktadır. http://www.facebook.com/media/set/?set=a.10151044254233979.454723.644723978&type=3

** Malatya-Elazığ- Hazar Gölü- Keban ve Karakaya için https://maps.google.com/maps?hl=en&ll=38.628673,38.905334&spn=0.608287,1.352692&t=m&z=10























































































7 Temmuz 2012 Cumartesi

Bireysel Emeklilik Sistemindeki Değişiklikler


Bireysel Emeklilik Sisteminde 29 Haziran 2012 tarihinde RG'de yayımlanan değişiklikler;

Sözkonusu değişiklikler 29 Haziran 2012, 29 Ağustos 2012 ve 01 Ocak 2013 tarihlerinde yürürlüğe girmektedir.

29 Haziran 2012 tarihinde yürülüğe giren değişiklikleri bu yazının içinde bulacağınız dosyalarda sırayla inceleyebilirsiniz. Bu dosyalarda daha önce uygulama neydi?,  şimdi ne oldu? .. şeklinde bir mukayese de yapılmıştır.

Bu özet çalışma değişen mevzuatın mukayesini içeren teknik bir çalışmadır.

Bu değişikliklerin yorumlanmasını ve diğer iki tarihde yaşanacak değişiklikleri ayrı arı yazılarımda belirteceğim.