3 Ocak 2018 Çarşamba

Kararname Ankara'nın, Ekonomik Kriz Bizimdir


Dadaloğlu'nun 1865'lerde söylediği ünlü sözünü hatırladım, ''Ferman Padişahın, Dağlar Bizimdir''

27 Aralık 2017 tarihinde yayımlanan 696 sayılı KHK'nın içinde bulunan ve hazinenin borçlanması, ekonomi, bankacılık yasası, sermaye piyasası kanunu ve vakıflar ile ilgili olan,  2 madde üzerine bu yorumu yazmak zorunda kaldım.

Lütfen bu yazıyı CHP ve İYİ Parti de siyaset yapan dostlarınıza da tavsiye edin, samimi olarak siyaset yapan AKP 'li dostlarınız tarafından da okunmasını ve algılanmasını sağlayın, konu çok önemli çünkü ülke kontrolsüz borçlanıyor aynı zamanda uzun sürede büyük fedakarlık ile elde ettiği varlıkların da değeri düşüyor.

1-Bu KHK'nın terörle mücadele ile ilgisi olmayan bölümleri için, bir ekonomist olarak yazıyorum,

2-Vakıfbank'ın Hazineye devri işlemi ile ve buna bağlı bu bankanın sahibi olan vakıfları için alınan kararlar ile ilgili yazıyorum.
  • Vakıflar yasalarımızın geçmişi 1000 yılın üzerinde, vakıflar Vakıflar kanunu ve Türk Medeni kanununa bağlı tüzel varlık olarak faaliyet sürdürür. Bir vakıf'ın kuruluşu sırasında hazırlanmış olan vakıf senedinde eğer vakıf yönetiminin değiştirilmesi ön görülmemişse, hukuken yönetimin değiştirilmesine imkan yoktur. Vakıf senedine göre vakıf yönetilir, vakıftan mal ve varlık devri aynı vakıf senedi ile sınırlıdır. Bu kurallara uymayanlar için, Sultan II. Beyazid'ın Vakıf Bedduası olduğunu hatırlatmak isterim.
  • Sultan II. Beyazid, Vakfiyesinden ;
    • "Allah'a ve Ahiret gününe inanan, güzel ve temiz olan Hazreti Peygamberi tasdik eden, Sultan, Emir, Bakan, küçük veya büyük herhangi bir kimseye, bu vakfı değiştirmek, bozmak, nakletmek, eksiltmek, başka bir hale getirmek, iptal etmek, işlemez hale getirmek, ihmal etmek ve tebdil etmek helal olmaz. Kim onun şartlarından herhangi bir şeyi veya kaidelerinden herhangi bir kaideyi bozuk bir yorum ve geçersiz bir yöntemle değiştirir, iptal eder ve değiştirilmesi için uğraşır, fesh edilmesine veya başka bir hale dönüştürülmesine kastederse, haramı üstlenmiş, günaha girmiş ve masiyetleri irtikap etmiş olur. Böylece günahkarlar alınlarından tutularak cezalandırıldıkları gün Allah onların hesabını görsün. Mâlik onların isteklisi, zebaniler denetçisi ve cehennem nasibi olsun. Zira Allah'ın hesabı hızlıdır. Kim bunu işittikten sonra, onu değiştirirse onun günahı, değiştirenler üzerindedir. Kuşkusuz O, iyilik edenlerin ecrini zayi etmez..."

    • Vakıf malı topluma aittir, Selçuklu, Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyetini oluşturan toplumların içinde varlıklarını sürdüren, özel statü tanınmış bu varlıkların yapıları ile oynamak, mal varlıkları üzerinde siyasi tercihte bulunmak, mal varlıklarını başka kurumlara aktarmak sizce yukarıdaki bedduadan sonra ne anlama gelir?
  • Vakıfbank'ın, halka açık kısımı %25, emeklililerine ve çalışanlarına ait Personel Vakfına (sandığına) ait kısım %16, TC Vakıflar Genel Müdürlüğüne ait kısım %58 ve diğer hisse sahiplerinden oluşur. 
  • Bu varlığın yani Vakıfbank'ın, ağırlıklı olarak, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından temsil edilerek yönetildiğini söyleyebiliriz. Bankanın Hazineye devri ise siyasi bir karar olup, vakıf varlığı olan bu bankanın Hazineye devredilmesi, yönetiminin Hazine tarafından belirleneceği anlamına gelmektedir.
3-KHK'de okuduğumuza göre, Vakıfbank'ın hazineye devri karşılığında çıkarılacak, tek borçlanma aracı olan kira sertifikası nedir?
  • Kira sertifikası faizsiz yatırım aracıdır ve yurt içi ile yurt dışından yatırımcılar tarafından islamik finans aracı olarak tercih edilebilir.
  • KHK Madde 6'da konuya getirilen açıklamada Hazinenin çıkaracağı borçlanma araçlarının, Vakıflar Genel Müdürlüğü adına çıkarılacağı belirtilmiş. Ayrıca ek olarak çıkarılacak borçlanma araçlarının da Hazine adına olacağı belirtilmiş (hisse tipi farklı olduğu için)
  • Ayrıca bu iki borçlanma türünün de, iç borçlanma OLMAYACAĞI belirtilmiş. O zaman bu borçlanmanın ne borçlanması olduğunu bir açıklamak gerekir? Özel sektör borçlanması mı? Dış Borçlanma mı? Nedir bir açıklayın öğrenelim? (off off tarih yazılmış be yaa)
  • Bu işlemlerde Sermaye Piyasası Kanunu ve mevzuatı UYGULANMAZ maddesi gözümüzden kaçmadı. Hazine borçlanma mevzuatı DEĞİŞMİŞ ve haberimiz olmadığı gibi Hazine ve SPK Bürokrasisi açısından bir tarih yazıldı galiba haberimiz yine olmadı.(off off üzüldüm, yazık oldu yarınlara)
4-Vakıfbank halka açık bir banka, halka kapanması konusunu gündeme almadan olmazdı aslında ama oldu. Çünkü kararname, halkın ve kurumların elindeki hisselerin de hazineye satılabileceğini ön görüyor. (SPK dışında olacak).

Ayrıca hissenin değerleme yönteminden bahsediyor KHK, hakikaten bu işlem sırasında SPK uygulanmıyor ama hisselerin değerlemesi üç kuruma yaptırılıyor, gülsem mi? ağlasam mı?

5-Çıkarılacak borçlanma senetleri karşılığında alınacak borcun, iç borç olarak sayılmayacağı söyleniyor, tavsiyem iç borçlanmanın tarifini, limitlerini, hazine garantisinin ne anlama geldiğini, bunun TC bütçesi ile ilgili kısmını da yeniden tarif edilsin o zaman yoksa yakında bana gelecekler haber vereyim.

6-Alınacak bu borcun, kira sertifikası satışı ile dolaylı olarak alınması planlanıyor, eğer bu borçlanma gerçekleşemezse ne olacak? Yurt dışından mı para bulunacak? Hangi kaynaktan, ne karşılığı?  Yoksa Türkiye'deki, bankalara, sigorta şirketlerine, işsizlik sigortası kaynaklarına, yatırım fonlarına veya emeklilik fonlarına bu yatırım araçlarından alma mecburiyeti mi getirilecek?

7-Vakıfbank hisseleri Hazineye geçecek ve karşılığında da Hazine halk'dan borç alarak ödeyecek, peki bu borç ne işe yarayacak? Acaba bu borç ile bizim Hazine, kaynak yaratıp, ABD'nin bankalarımıza yazacağı para cezalarınımı ödeyecek? Yoksa kaynak bulamayan Varlık Fonunun finansmanında mı kullanılacak bu kaynak? (paranoyak sorular var insanın aklında)

Tüm yukarıda saydıklarım sadece olasılık ama yöneticilerimiz durumu açıklanmadığı için gerçekleri bilemiyoruz. Sebep ve sonuçları hayal ediyoruz, zaten çok net tanımlanmamış bu mekanizmanın adını, ''kervan yolda düzülür'' mekanizması demek geliyor içimden.

8-Tüm bu şartlar altında, TC Borçlanma mekanizması ne durumda olacak 2018 sonunda? Çok merak ediyorum çok.
  • Türkiye'nin borçlanma politikası, hazinenin borçlanmada kullandığı yöntemler, borçlanmanın özel sektör, Belediyeler ve Devlet kurumları arasında dağılımı, Cari Açık, Dış Ticaret Açığı, Büyüme, Enflasyon hesaplarında, beklentilerinde bir değişiklik var mı?
  • Aklıma takılan ekonomi ile ilgili başka deli sorular da var:
    • Borçlu ülke olmamak esastır. Öyleyse en çok ne kadar borçlu olmalıyız?
    • Bu borcun ne kadarı iç borç, ne kadarı dış borç olmalı?
    • Bu borcu ne kadar sürede ödemeliyiz ve bize faiz maliyeti ne olur?
    • Bu borcun dağılımı özel sektör ve kamuda ne olmalı?
    • Yani diyorum ki borçlanma politikamız nedir? 
    • Borcu bitirme potitikamız nedir? 
    • Madem önümüzdeki dönemde ilk 10 Dünya ekonominin içine girmeyi hedefledik, bir zahmet borcu bitirmeyi de hedeflesek nasıl olur?
    • Kayıtdışı bitmeden, vergi oranları normal seviyeye düşmeden, büyümek ve ilk 10 ekonomi içine girmek mümkün mü?
    • Bu konuda yukarıdaki sorulara cevap vermeden Hazine veya Ekonomi bakanı olunabilir mi? Hadi diyelim oldu, akşam yastığa başını koyduğunda nasıl uyunur?
    • Kim, ne kadar borç almalı, örneğin .........Belediyesi dışarıdan borç aldığında Hazine ne kadar garanti vermelidir? Özel sektörde bir banka yurtdışından sendikasyon kredisi aldığında Hazine ne kadar garanti vermelidir?
    • Hazine yurtdışındaki bir projeye veya kuruma ve/veya devlete kendi borçlanmalarında TC Hazinesinin garantisini vermelimidir? Hiç verdi mi?
    • Varlık fonu nereden yetki alarak borçlanacaktır, varlık fonunun borcu geri ödeme garantisi sadece portföyünde olan Kamu kurumlarımıdır?
    • Hazine garantisi taşıyan, şehir hastaneleri, otoyollar ve köprüler ile tünellerin uzun vadeli borçları için ne düşünüyoruz? Şimdiden yıllık bütçe gelirinin %1'i olarak borç ödemesi yapılıyor, bu rakam bütçe gelirinin %5'ine falan ulaşırsa ne yaparız?
    • Gelecekte bugün yapılmış olan projeler, veya yapılmış olan anlaşmaları değiştirmek gerektiğinde ortaya çıkacak maliyete katlanabilecekmiyiz? Hangi yükün altına giriyoruz?
    • Cari açığın finansmanı konusu ile Devlet borçlanma politikasının birlikte yürütülmesi gerekmez mi? Aynı anda Bütçe kanunu limitlerine uygun borçlanmak gerekmez mi? Hani burası muz Cumhuriyeti değildi! 
    • TÜİK veri setine olan güvensizliğimiz nasıl gidereceğiz, TÜİK yönetimi ne zaman atanacak?
  • Siyaset ile uğraşanlara şiddetle tavsiye ederim ki; 
    • Borçlanma 'nın pek kolay olamayacağı önümüzdeki dönemde, yeniden TCMB bilançosunu okumaya başlamalısınız veya bir uzmana sormanızı gerekir, emisyon hacminin değişimini de yeniden kontrol listenize almanızı ve kapitülasyonlar benzeri bir olumsuzluğa doğru giden bu ekonomik ortamı görmenizi arzu ederim, para basarak kaynak bulmaya kalkılır ise eski dert yani enflasyon canavarı gelir gelir bak söyleyeyim.
    • Sürdürülebilir olmayan bu dağınık borçlanma modeli ile ekonomik sürüklenmenin bir an önce farkına varılmasını temenni ederim, 
    • Yeniden bütçe disiplinine hem de biran önce geri dönülmesini, keyfi proje finansmanı ve harcamalardan biran önce vazgeçilmesini, acilen Stratejik Planlama ile borç yönetimi yapılmasını tavsiye ederim.
    • Sürdürülebilirlik ve verimlilik ilkelerine göre Proje ve Yatırım Sistemine geçilmesini temenni ederim.
    • Ülke yönetim veya siyasetçiler olarak makro ekonomi bilgisine tekrar geri dönmelisiniz, piyasacı mantık ve yöntemler var olan sosyal ve ekonomik problemleri çözemez, kısaca faiz, kur ve enflasyon değişkenleri ile oynayarak büyüme hayal etme dönemi geçti kardeşim, hadi uyanalım artık.
Saygı ve sevgilerimle,


Erman Dinçel
2 Ocak 2018, İstanbul