26 Mart 2014 Çarşamba

Lay Lay Lom ekonomisi ........ Farkettiniz mi? Gelecek pozitif düşünebilenlerin, hayal edebilenlerin, ileriye, çok ama çok uzaklara bakabilenlerin oluyor her zaman :)


2014 yılı için bu üçüncü ' Yarına Övgü ' yazım olacak. 

I'm big very big
Bu blogun adı neden yarına övgü oldu sizce? 'Yarına Övgü ' geleceğe dair pozitif düşünen umutları olanların umutlarını canlı tutmak için yazılıyor da onun için. Aslında günlük hayatımızın kaotik durumunun dışında olmalıyız, yoksa bulunulan ortamı sağlıklı yorumlama imkanımız dahi olmayacak.

Evet, sanırım anladınız, bu yazı da içinde bulunulan ekonomik ortam için ve beklentiler için olacak. Kendimi sadece ekonomi ama sadece ekonomi üzerinde yazmaya çok zorladığımız da bilmenizi isterim, lay lay lom bir psikoloji içinde hiç değilim içimde isyan ettiğim konu sayısı çok ama çok ama ben azıcık ekonomi yazacağım.

Burada yazdıklarım ve yaklaşım biçimim risk var ise uyarmak, farkındalık yaratmaktan başka birşey de değil unutmayınız.

Ayrıca 10 Mart 2014'de sadece 'Yarına Övgü, Facebook'da '  yayınladığım ekonomi yorumunu da bu yazının en altında bir hatırlatma olarak bırakıyorum.

Global Görünüm ;

2013 ABD Ekonomisi %10, Çin %8 ve Türkiye %4 civarında büyüme göstermiş. Bunun anlamı ABD 24 Mayıs 2013 günü aldığı ekonomik tedbir olan Tahvil Alımı stratejisi tutmuş görünüyor. Yani ABD istediği büyümeyi 2013'de yakaladı ve 2013 sonu ve 2014 başında da 85 Milyar Usd olarak açıkladığı tahvil geri alım programını 65 milyar dolar ile sınırladı. Kısacası hane halkları harcamaları arttı ABD'de bu durum da işsizliğinde bir süre sonra azalması ama bu arada da emlak fiyatlarının coşmaması için frene de bastı.

18 Trilyon dolar olan ekonomisi %10 büyüdü ABD'nin, Çin ise 9 Trilyon Dolar olan ekonomisini %8 büyütmüş ve biz 800 milyar dolar olan ekonomik büyüklüğümüzü %4 büyütmüşüz. Ne oldu? hatırladınız mı, 'büyümede en büyük rakibimiz Çin' diyen bir bakan vardı?

Türkiye yurtdışı kaynak ihtiyacı yüksek ülkelerin oluşturduğu listede ise en başta yer almaktadır, yani kırılgan ekonomi listesinin başındayız, Türkiye, Brezilya, Güney Afrika, Hindistan ve Endenozya'nın bulunduğu bu kırılgan ekonomik yapı içindeki ülkelerden Brezilya için bir kötü haber geldi dün itibariyle,  uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P Brezilya'nın kredi notunu ağır büyüme ve artan borç seviyesi yüzünden BBB den BBB- ye indirdi. Bu yatırım yapılabilir seviyenin en alt basamağı olmaktadır ve maalesef Türkiye'nin notundan 1 kademe daha iyidir.

Yerel Görünüm;

Kredi derecelendirme kuruluşları Nisan ayının ilk haftasında Türkiye'nin kredi notunu açıklayacaklar, Fitch 4 Nisan, Mood's ise 11 Nisanda açıklayacak. Bu arada S&P ise Türkiyeyi hala yatırım yapılabilir kategorinin en altında spekülatif seviye de tutuyor.

Ekonomik durumumuz polikadan asla bağımsız değil, Anayasal kurumların felç olduğu, siyasette rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarının başlamış ama yapılamamış olması, özgürlüklerin birçok konuda yargı kararı olmadan kısıtlanmış olması, sosyal medyanın yasaklı olması, halka açık bankaların ve kurumların sahipleri ve hakim ortakları için siyasilerin yaptıkları yorumlar, kamu kurumlarının ve iş adamlarının bir bankadan mevduatlarını çekmeye kalkmaları, ( hemen söyleyeyim sadece 1 banka mali açıdan güçlük yaşarsa ve güven 1 kez sarsılırsa tüm bankacılık sistemi bundan çok ama çok olumsuz etkilenir, sadece 1 tanesinin zor duruma düşmesi ülkenin finans sistemini sarsar bunu hatırlatalım, ekonomist olarak ortada dolanan yalanmış saçlı kendini ekonomist sanan gazetecilere ve danışmanlara duyurulur )  Bankalar kanunun, risk yönetim prosedürünün, BDDK prosedürlerinin ilgili yöneticiler tarafından uygulanamaması aynı şekilde sermaye piyasası kanununda halka açık şirketler ile ilgili uygulamaların tam yapılamıyor olması, sizce nedir? sadece ülke imajımı zedeler?

Sonuç; zaten şuanda bunun sinyalleri geliyor,  Mood's 10 Türk Bankasını not indirimi için izlemeye aldı ve 2 ay içinde sonucu açıklayacak, yani Mayıs ayınca çiçekler açacak bahar gelecek memleketimin dağlarına ama memleketimin Bankaları da çiçek mi? açacak, avuç mu açacak, artık ne açacak bilmiyorum! Finans kesiminin karlılığı geçen yıla göre %50 azaldı, bankların blançoları bağırıyor farkındamısınız? bunlar ekonomik daralma ve uyarı sinyalleri olarak alınabilir, daha dün para kurulu bankalara zorunlu karşılık için tuttukları veya yatırdıkları paralar için faiz ödenebileceğini açıkladı (espiri yapıyoo galiba, aaa başkan bunu twit ile duyurmamış hay aksi ne ayıp )

İnşaat sektörü, yeni ev satışları ve kampanyalar devam ediyor ama ikinci elde satışlar %30 azalmış durumda, bu durumda beklenti birinci el de şişkin olan fiyatların gerilemesinin kaçınılmaz olması ( diğer ekonomik şartlardan dolayı )  yani emlak fiyatlarındaki köpük gidecek bir şekilde. Ekonomimizin lokomotifi kabul edilen sektörü teknoloji değilde inşaat sektörü olduğu müddetçe tabiki iç ekonomik şartlardan çok etkilenir olacak, mecburen, mecburiyetten.

Hukuki güvencelerin olmadığı veya tartışıldığı ülkelere yabancı sermaye gelmez, yurtdışındaki şirketler ile kavga eden bir ülkeye kimse güvenip de yatırım yapmaz. Türkiye gibi bir ülke bir şirket ile muhatap olmayacağı gibi bunu iç politika malzemesi de yaparlarsa komik ve zavallı duruma üstelik bir de ezik duruma düşer, düşer, düşerler.........

Diğer ekonomik veriler ile ilgili yorumum ve bunların Bireysel Emekliliğe yansıması hala geçerli ve aşağıda bulabilirsiniz.

Tükenmişlik mi? Kitlenmişlik mi?

Bir ülke hukuksal alanda mücadelesini verir, gider öncelikle twitter'a başvurur, ne zaman başvurduk bilen var mı? bu başvuruyu yaparken uluslararası hukukçulardan ve o ülkenin hukuk sisteminden destek alır, uygun şekilde başvurur ve anında sonuç alır. Bir sistemin tümünü, hepsini kapatmazsınız, sadece problem olan siteleri, IP'leri  kapatırsınız, bir ülke bunu dönüp iç politika malzemesi yapmaz ve eğer yapıyorsa çok ama çok komik ve zavallı duruma düşer, tüm bunların anlamı, battı balık yan gider midir? ufff çok sıkıldım, boşuna düşünüyoruz galiba her şey boş.

Aynı ülke ..................................................................................................................... burası boş çünkü yazı ekonomi yazısı, gerisini siz anlayın gari....

Derin bir nefes aldım, uzaklara baktım, karar verdim, tabiki ülkemin geleceği için pozitif düşünüyorum ama onu burada yazamam, bizi yönetenler, yönetmeye aday olanlar yazsınlar, anlatsınlar, biz de gidelim bize uyan, güvendiğimiz, gerçekçi bulduğumuz hayallere, projelere oy verelim, buuuuyruuuun.

Erman Dinçel



10 Mart 2014 facebook yarına övgü yazım ; 

10 Mart 2014, yerel seçimlerin yapılmasına 3 hafta var. Ekonomi üzerinde siyasi risk çok yükselmiş durumda (1980'den beri bir çok kez yükselmişti) bu sefer farklı bir durum var, bu risk çok farklı boyutta sistemin kendisini ve temellerini sarsıyor, tartışılmayacak konular tartışılıyor, ülkenin temel değerleri tartışılıyor, önemsiz konular önemli hale geliyor...... 

'.........mış gibi' yapma........dönemi yaşıyoruz. 

Herşey yolundaymış gibi, piyasalarda herşey tıkırındaymış gibi, hukuk varmış gibi, ekonomi büyüyormuş gibi, kumpas yokmuş gibi, rüşvet ve yolsuzluk yokmuş gibi, Bankacılık Kanunu varmış ve uygulanıyormuş gibi, Sermaye Piyasası Kanunu varmış gibi ama bir türlü SPK suçu yokmuş gibi.

Faizler artmayacakmış ve dolar kuru 3 TL olmayacakmış gibi, GSMH 800 Milyar dolara ulaşmış, işsizlik azalmış, sanki bıraksan ekonomi patlayacakmış veya büyüyecekmiş gibi, Merkez Bankası başkanı twit atmamış gibi, enflasyon hedefi 2013'de tutmuş gibi, insan, kadın, çocuk ve hayvanların hakları varmış gibi bu sene 155 Milyar dolar borç ödenmeyecekmiş gibi, demokrasi varmışta seçim olunca da renklenecekmiş gibi, gözlerinizi sıkı kapayın sakın açmayın açınca ebe........ görebilirsin!

IMF'ye borç bitince sanki tüm borç bitmiş gibi, 65 milyar dolar cari açık yokmuş gibi, memleketin kredi derecesi düşmemiş gibi.......

Bu durumda ne yapmalıyım? BES'de Esnek fondaysan esnek fonda kal, başka bir fondaysan esnek fona geri dön, çok korkuyorsan likit fona geç.

Bu işlemleri yapacaksan bu hafta yap ( 2 iş günü içinde uygulanıyor ) ....... seçimden önce ve sonra kriz emareleri görürsen ve piyasalar çok olumsuz etkilenirse, piyasa çökerse bunun bir fırsat olduğunu unutma ve çöken piyasada mal alınır, ucuzlayan piyasada maliyet düşürülür, duygusal davranma mekanik ol.

Hazır paran varsa, nakitte kal ve borsa çökerse paranı 3 parçaya bölerek parça parça ya hisse senedi veya hisse fon al .... sakın kriz anında borçlanma, öncesinde TL borçlan imkanın varsa bu imkanı faizler artmadan kullan.

BES'de birikimin varsa Likit veya Esnek/Dengeli fon dışında bir fonda olmamalısın... çok kötü gün gelirse, Hisse fon almalısın diye yorum yazabilirim, hazırlıklı olmalısın imkanların dahilinde.

Sakin sakin takılıyoruz.... uyuyormuş gibi yapıyoruz ama bilinç açık ona göre....