27 Nisan 2012 Cuma

Emeklilik Paraşütünüz Ne Renk?

Emeklilik Paraşütünüz Ne Renk?


Kendime sormuştum: 'Geleceği nereye kadar düşünebilirim? Ne kadar planlayabilirim? Beş yıl? 10 yıl? Geleceği düşünmesem ne olur? Düşünsem ne fark eder? ' diye. Bir süre cevap hep 'boş ver düşünme, hayatını yaşamaya böyle de devam edebilirsin' oldu. 'Elinden birşey gelmiyorsa geleceğini değiştirmekle ilgili, öyle yaşar gidersin nasıl olsa' diye de düşünebilir insan. 

'Geleceği düşünmek' konusunda, galiba yaşım ilerledikçe bunu daha fazla gündemime getiri oldum. Belki de yaptığım işden dolayı kendiliğinden düşündüm. Bu konuda memlekette makale bile bulunmadığı için bende dışardan bulduğum birkaç kitabı okudum, birkaç da makale okudum: zamanla fark ettim bazılarını. Son dokuz yıldır binlerce kişiye bireysel emeklilik anlatınca iyice ve mecburen düşünür oldum: Bu geleceği düşünme planlama işi önemli, çok önemli.                                                                 
Rahmetli annem 'oğlum ekonomist oldun ama kendine bile bir bütçe yapamadın hala' demişti. Asılında en basiti bu hemen bugün için  bir aile bütçesi yapmak geleceği düşünmenin ilk adımı sanırım hepimiz yapıyoruz. 

Daha ötesine ihtiyacımız yok mu? Parayı planlamak herşey mi? Demek ki neymiş? Düşünmeye başladım bile....

Peşpeşe gelen sorularım:

Önce birikimim ne kadar olmalı? sorusu ve ardından, 'Bu birikim bana emeklilikte kaç yıl yetmeli? Ne kadar yaşarım ki? Emeklilik maaşımla nereye kadar? Emeklilikte başka gelirim de olabilir mi?' soruları geldi.

Peşinden 'Gelecekte başka hangi güçlükler olabilir?' sorusu aklıma düştü. Sağlık problemlerden birisi olabilir mi? Cevap: kesinlikle evet.  Bir başka problem ilerleyen yaşlarda yalnızlık olabilir mi? Cevap: kesinlikle evet. Yani gelecekteki hayatım.

Bu durumda üç konuyu düşünmem gerekiyor:  Hayatım, Sağlığım ve Birikim.

Emeklilik bir düşüş ve hayatın son dönemiyse, biz bu düşüşü hangi paraşütle daha iyi yaparız?

İşte bu sebeple ilk yazımın başlığı bu sebeple ' Emeklilik Paraşütünüz Ne Renk? ' oldu. 

Bu yazıya eklediğim grafik de sanırım düşüş ile kastımın ne olduğunu daha iyi anlatabilir. 1848 yılında 100 yıllık bir yaşamın kadın ve erkek üzerindeki fiziksel etkileri üzerinde duruluyor. Ne kadar ilginç, o yıllarda ortalama yaşam süresi Avrupalı kadınlarda 47 yıl olmasına rağmen.

Doğru sorular ise: Nerede, nasıl, kiminle, hangi sağlıkla, hangi hobi veya aktivite ile, hangi psikolojiyle ( duygu - düşünce - yaklaşım ), hangi birikimle, bir geleceğim olmalı?


Emeklilik paraşütünüz ne renk olsun?  Hangisi daha yumuşak iniş yaptıracaksa o renk olsun veya 'Ben sert inişlere mahkumun fark etmez abicim biraz erken giderim ama cesedim yakışıklı olsun' veya 'Allahın izni ile, evvel allah, maşallah ve nihayet yallah olsun' veya 'Efendim ben hayatın cefasını da, sefasını da çok sürdüm hakkımızda ne hayırlısı ise o olsun' veya veya veya veya ......

Renkler sizin için anlam ifade etti mi?

Gizli mesaj yok merak etmeyin:)))