11 Eylül 2018 Salı

Zurnanın Zırt Dediği Yer


TCMB Analitik Bilançosu üzerine bir makale

Bu makale bir kaç konu üzerinde yoğunlaşacak fakat bu konuların ortak başlığı TCMB olduğunu baştan söylemeliyim.

Bu zor günlerde Merkez Bankamızı anlamaya çalışıyorum.

Amacım;

1-Yazılı basındaki hatalı-yanlı haberlere dikkat çekmek ve doğru yorum yapılmasını sağlamak
2-Merkez Bankasının son iki haftalık döviz işlemlerini eski bir bankacı ve eğitmen olarak yorumlamak
3-Merkez Bankası bilançosu üzerindeki gerçek riskleri belirlemek ve dikkat çekmektir.

(çok moda olan TCMB faiz değişimi ile kısmen ve abartmadan ilgileneceğim)

Bu yazı ile oluşan risklerin yakın gelecekte ekonomimiz üzerindeki beklenen etkilerini tartışmaya başlamayı umuyorum.


1- Merkez Bankası'nın NET DÖVİZ rezervi nasıl hesaplanır?

    TCMB Veri Merkezi (EVDS) internet üzerinden açılır ve tüm veri seti ve bilgiler buradan alınarak
    hesaplanır. Eğer grafik çizimi arzu ediyorsanız veriler EXCELL dosyaya aktarılır ve kendiniz bu
    veri seti üzerinde çalışırsınız.

    Brüt döviz rezervi = Altın Rezervi + Döviz Rezervi hesaplanarak bulunur.
    Net döviz rezervi  = Brüt döviz Rezervi - TCMB'ye ait olmayan varlıklar(emanetler) düşülerek
    hesaplanır.

    TCMB Analitik bilanço verilerinden Net Döviz Rezervi TL cinsinden açıklanır ve son hafta
    açıklanan rakam 173 milyar TL olup bu rakamı / 6,20 (Döviz Alış Kuru)  yaparsak =
    27,90 Milyar USD bulunur. Bu rakam Merkez Bankası NET DÖVİZ REZERVİDİR.

    Şimdi bu hesapladığım NET DÖVİZ REZERVİ rakamını bir tabloda ve grafikte birleştirerek
    geçmişe doğru incelersek; Döviz rezervinin son iki yıldır dolar olarak değiştiğini ve yıl başından
    beri azalmakta olduğunu buluruz.

Bu grafik Net Döviz Rezervi'nin son iki yıldır gelişimini gösteriyor ve yıl başından bu yana 34 milyar dolardan 28 milyar dolara döviz rezervinin azaldığını işaret ediyor.

Basında yer alan bilgilerde Merkez Bankasının döviz rezervinin 19 Milyar dolara düştüğü ifade ediliyordu. Söz konusu yazılı basında bir de Ağustos sonunda olağanüstü düşmüş diye bir yorum vardı.

BASINDA YER ALAN NET DÖVİZ REZERVİ AĞUSTOS SONU DÜŞTÜ HABERİ VEYA YORUMU DOĞRU DEĞİL VE VERİLEN RAKAM DA BANA GÖRE HATALI OLMUŞ

Bu hata neden yapılıyor biraz düşündüğümde, aklıma gazeteci ve akademisyen ekonomistlerin altın rezervini düşerek hesaplama yapmış olabilecekleri konusu geliyor.
Gazeteci arkadaşların yorumu veya yaklaşımın "bu altınlar nakit sayılmaz" şeklinde olduğunu düşünüyorum.

Bu konuyu tartışabiliriz ama ben bu görüşe katılmıyorum, bu varlıkların nakde dönme hızı 2 iş günü unutmayın diye de  kısaca belirtiyorum.

Yani LİKİT varlık sayılır spot altın, şimdi bu sebeple TCMB altın rezervi grafiğini paylaşacağım.
TCMB altın rezervi 18 Milyar USD seviyesinde ve bu rezerv de yıl başından beri düşüşte.

Efendim biz bu rezervi de ikiye ayırdık yurt dışı hesaplardaki altın falan diye söze hiç başlamayın, sadece bir varsayımda bulununuz,  sadece bir varsayım da bulunup, sonra bu doğruymuş gibi üzerine bir başka varsayımda bulunulmaz, böyle bir yorum ve analiz olmaz, lütfen ama lütfen




    Yukarıdaki iki grafiği bir arada yorumlayıp, 28 milyar dolar net döviz rezervinin 18'i ALTIN olarak
    bulunuyor şeklinde bir yorum ise tabi ki yapılabilir.

    Kısacası bence hem haberler ve bu yorumların içindeki hesaplama hatalı, hemde ifade hatası var.

    Doğru ifade ise, Net döviz rezervi 27,9 milyar dolar ve yılbaşından beri azalmaktadır, 
    olmalıydı.



2-Merkez bankası son iki haftadır ise hem bankalar ile forward-vadeli işlem hem de Borsa İstanbul'un içindeki VİOP yani vadeli işlemler piyasasında iki piyasada birden işlem (future) yapmaktadır. Bu anormal bir durum olup, bu piyasada TCMB'nin bu tip işlemlerini normal ve çok etkili gibi kabul etmek mümkün değil. Peki ne yapıyor olabilir sizce! 

A-Bankalararası piyasada yaptığı, Forward yani vadeli işlemi, borsada da yaparak yani future yaparak ülke ortamına bir şekilde TL vermek için çabalıyor olabilir, (psikolojik bir durum)

B- VİOP işlemi ile reel sektör firmalarına "gel döviz riskini burada hedge et yani riskten kurtul" diyebilir.

Gidip inceldim, görünen o ki, sonuç olarak piyasa oyuncuları ile işlem yaptığı ortaya çıkmıştır.

Ortalıkta kur riskini sabitlemek isteyen reel sektörün olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.

Bu VİOP piyasasında, mesela Aralık ayı geldiğinde (vade Aralık ayı ise), TL nakti uzlaşma söz konusudur. Yani ortada döviz yok, TL olarak kar ve zararı vadeye kadar her gün güncelleyeceğiz ve vade gelince de spot ile TL anlaşmalı olarak kapanacak veya uzatılacak. Şimdi düşünüyorum da bu pozisyonların uzatılması ihtimalini daha yüksek görünüyor bana.

Yani demem o ki, bir de TCMB'nin vadeli işlemlerinin miktarını ve vade dağılımını izlemek gerekecek. AMA BU VERİ YOK.

Ne yok? TCMB vadeli döviz pozisyonu bilgisi yok, TCMB veri sisteminde bulunmayan bu verinin peşindeyim.

Ben bu veriyi bulup kullanmak istiyorum ve artık bir ekonomist dostumdan yardım istedim bakalım bu makaleye sonradan olsa da yetişecek mi?

Bir başka dost dedi ki, yav VİOP işlem hacmine bak, evet olabilir ama eksik olur çünkü bir de VİOP da görünmeyen bankalararası piyasadaki FORWARD ve SWAP işlemleri var, benim canım onu da bilanço üzerinden görmek istiyor.

Bir bilgi paylaşalım; bankacılıkta vadeli işlem kayıtları yani gelecekte gelecek dövizler ile gelecekte gidecek dövizlerin kaydı bilanço içinde değil, bilanço dışında NAZIM hesaplarda izlenir.

O zaman bana TCMB 'nin NAZIM hesap bilgileri lazım.

Bilen varsa paylaşırsa sevinirim. (vade ve miktar dağılımlı ve işlem çeşidi dökümlü)

Lafı uzattım çünkü "zurnanın zırt dediği yere geldim1";

SWAP iki parçalıdır, bir parçası FORWARD işlem olabilir yani, TCMB Forward yapmış, gelecek vadeli dolar almış ve bugün piyasaya TL vermişşe bunu ölçeceğim. (gizli TL likidite kaynağı arıyorum)

Kısacası piyasaya verilen sinyalin arkasındaki toplam rakamı bulmak ve düzenli izlemek derdindeyim.

TCMB vadeli işlemlere fantazilere geçen sene sonunda da başlamıştı,  döviz vadeli işlemlerinde bir çok ilk işlemi yaptı, şimdi artık bunu ölçme zamanı geldi demekteyim.



3- TCMB'nin üzerindeki alışkın olmadığımız bir RİSK var mı?

Aslında 1 nolu madede gazeteci dostlar döviz biter mi? demek istiyorlar ama bunu doğrudan söylemek yerine nasıl yaptıklarını bilmediğimiz bir hesaplama ile yapıyorlar.

Şüphelerimizi tek tek sıralıyalım o zaman, (zurnanın zırt dediği yer2)

A-TCMB döviz rezervi doları aşağı seviyede tutmaya yeter mi?
B-Türkiye'de dövizde (efektifte) bir likidite sorunu var mı? veya gelecekte olabilir mi?
C-Kurların değişim riski arttırıyor mu? azalıyor mu?

Rahmetli annem sağ olsaydı, derdi ki ;

"amaaan Erman, sana mı kaldı bunun derdi, git oturduğun yerde otur, durduk yerde başına bela açma, akıllı ol oğlum".

Üzgünüm rahmetlik annemin sözünü dinlemeyeceğim bu sefer, "gerekçemi sonra bir ara anneme anlatırım"  ama ben bu üç soruya, danışmanlık yaptığım kurumlara ve kendi vicdanıma hesap verebilmek için bildiğim kadarı ile yazacağım.

Not: Yapacağım yorum yatırım tavsiyesi olmayıp,  benim kendi görüşümdür. Bu bilgi kullanarak alınacak yatırım kararlarından sorumluluk almıyorum. Bankacılık kanununa ve sermaye piyasası kanununa karşı asla muhalefet etmem. Bankalar Birliği ve Aracı Kurumlar Birliğinin eğitmeni olarak,  RİSK YÖNETİMİ, VADELİ İŞLEMLER, TCMB BİLANÇOSU konusu eğitim verdiğim için yazacağım. Görüşlerimiz kişilerin ve kurumların varlıklarını korumak amaçlı olarak risk yönetimi teknik bilgisi içerir.

A- Dalgalanma (volatilite) ile Risk Analizi

Dalgalanma Analizi; bir günden ötekine değişimin büyüklüğünü yani sapmasını ölçer, rakamlar büyüdükçe dalgalanma artıyor deriz ve bu riskin de arttığı anlamına gelir.

Örnek verelim, dolar/TL kuru 3,5 ile 3,60 arasında tüm gün değişti ise 3,60-3,50=0,10 ve bunu yüzdeye vurursak 100*0,10/3,60=2,77 kısaca %2,77 fiyatın değişme riski vardır deriz.

Doların fiyatı aynı gün 6,00 dan 7,20 ye çıkarsa, 7,20-6,00= 1,20 ve 100*1,20/7,20=16,66 yani %16,66 olarak hesaplanır ve deriz ki yılbaşında dalgalanma oranı %2,77 den bugün %16,66 ya çıktı.

Şimdi grafik zamanı dolar/TL yaklaşık 1 yıllık günlük dalgalanma grafiği dalgalanma oranı %3,5 dan %13,51 ye çıkmış, aşağıdaki grafiği inceleyiniz.



Bir başka grafik ise aşağıda ve dolar/TL , 1 aylık dalgalanma artışını gösteriyor.
Son bir ayda dalgalanma yüzdesi %10,51 den %13,51'e yükselmiş



Bakın bu iki grafik de dolar /TL nin yönünü göstermeyecektir.

Dalgalanma oranı artma veya azalma yönünde olasılığın arttığını gösterir,  yani volatilite artıyorsa RİSK artıyor demektir.

Bir şirket yöneticisi bu durumda ne yapmalı?

Döviz riskini düşünmeli, kur değişirse ve zarar oluşursa bu zarara katlanıp katlanamayacağını hesaplamalı.

Bu riske katlanamayacak durumda ise, bu riski nasıl yöneteceğini öğrenmeli.

Örnek ile açıklama : Benim bir RENT A CAR firmam var. 1000 tane arabam var, hepsi lüks arabalar ve hepsini Devlet ile bir anlaşma yapmışım kiraya verdim ve Bakanlıklara tahsis etmiştim.

Devlet bana TL ödüyor her ay düzenli olarak, ben de arabaları ithal ettiğim Amerika daki firmaya dolar olarak ödeme yapıyorum.

Dolar /TL kuru riski bu şekilde benim üzerimde kaldı, müşterim olan Devlet ise sadece TL ödeyecek kur onu bağlamıyor.

Firma sahibi olarak risk yönetimi hiç aklıma gelmemişti ama kurlar bir den 3,5 dan 6,40'a çıkınca aklım başıma geldi.  Dokuz ay süren bu hikayede, önce bir kaç ay dayandım bu duruma ama son iki aydır bu farkı kaldıramıyor ve borcumu ödeyemiyorum. Ne yapsam acaba? Yeniden yapılandırmaya gitsem benim döviz borcumu TL'ye çeviriler mi acaba?

Çözüm: Bankadaki müşteri temsilciniz size danışmanlık yapıp durumu anlatmalıydı, aylık döviz ödeme miktarınız kadar bugünden forward yani vadeli döviz alımı yapmalı ve bunun için size TL kredi kullandırmalıydı. Eğer bu korunma işlemini yapsaydınız bugün gidip evde rahat rahat uyuyacaktınız, kur ne olacak diye uykunuz kaçmayacaktı.

Sonuç, dalgalanma arttı, dolar TL paritesinin değişim riski arttı, TCMB eğer 28 Milyar dolarlık döviz rezervi ile müdahale ederse bu kura, bu dalgalanmada o anda piyasada gelecek talebe(derinliğe) de bağlı olarak piyasada etkin ve güçlü olma imkanı her geçen gün azalıyor.

B- Türkiye'de döviz likiditesi sorunu var mı? Henüz yok ama A Maddesindeki riskin yani dalgalanma veya çalkantının artması, dövize TCMB müdahale etkisini düşürürse evet, yani, yukarıdaki kötü senaryonun ikinci adımını bu olay teşkil eder ve döviz likidite sorunu oluşur. (tabiki hiçbir akıllı ve vatansever vatandaş bunu istemez)

C-TCMB Bilançosu Üzerindeki Riskler ve Değişimi

TCMB alışılmışın dışında işlemler yapmaya başlayalı uzun süre oldu, şimdi bu işlemleri bir bir sayalım;

C1-Uzun süredir faizi artırmama baskısı sonucu, "geç likidite penceresi" bekleyip orada işlem yaptı ve gün içinde faiz artmamış rolleri yaptı.

C2-Normal kotasyon sorarak işlem yapmak yerine sözel olarak uyararak işlem yapmayı seçti.

C3-Vadeli işlemlere sarıldı birden, önce bankalararası piyasada forward vadeli işlemler ve SWAP'lar geldi sonra bunu istanbul borsasına kadar taşıdır. BDDK SWAP kararları gelince bu işlemleri daha da artırdı.

C4-Vadeli işlemlerde hesaplanan teorik kur rakamlarının dışında kendisi TL faizlerini farklı kabul ederek işlem yapmaya başladı.(bu durumu daha önceki yazılarımda hesaplayarak anlatmıştım)

Bu oyunun kuralı var, oyunun sonu gelsin istemiyorsak, oyunu kurala göre oynamak lazım.

Yurt dışı piyasalara güvence verecek ekonomi kurumlarının başında gelen Merkez Bankası, tekrar güçlü ve özerk haline geri gelmesi gerekir.

Tekrar dış piyasalara ve yatırımcılara bağımsız olduğunu ve işini verilen hedefler doğrultusunda kanun çerçevesinde yaptığını ilan etmesi gerekir.

Herkesi uyarmak isterim, ana sorunları tekrar toparlayıp yazıyorum.


  • 219 Milyar dolar kısa vadeli borç nasıl çevrilecek?
  • Yıllık 57 milyar dolara ulaşan cari açık nasıl ve kimin tarafından finanse edilecek?
  • Fiyat istikrarı yani enflasyon ile mücadele yapılamadığını rakamlar ile görüyorsunuz, enflasyon ile kim mücadele edecek?
  • TL'ni değerini kim koruyacak, faiz ve döviz kurunun karşısında ve her ikisini birden tek strateji içinde düşürülmesini veya en azından kontrol altında tutulmasını kim sağlayacak?
  • TL'nin ve bugün üzerinde durduğumuz Döviz Likidite Riskini kim yönetecek?

Gelin açık olalım, denetlenebilir ve hesap verebilir hale gelmek lazım, piyasalara güven verebilmek için,
  • Büyüme rakamı %5 oldu diye ekonomi düzelmedi, artık kimse bu konuya takılmıyor 
  • Herkesin satın alma gücü hızla düşüyor ve bunu hissediyor insanlar, yani hayat pahalılığı enflasyon artıyor.
  • Hiç gecikmeden OVP'yi açıklayınız. Maliye politikası da peşinden açıklanabilmesi lazım. Bütçeyi de görmek isteriz. 
  • Tüm İSRAFI ve İSRAF projelerini durdurulmalı, projelerin hesaplamaları yeniden yapılmalı.
  • Gerçek ve inandırıcı TASARRUF ve ÜRETİM (TARIM VE SANAYİ) ekonomisine geçilmeli.
  • Sadece parasal BÜYÜME veya borçlanarak BÜYÜME değil, KALKINARAK BÜYÜME ekonomisini planlaması gerekir.
  • Sanayii 4.0 veya teknoloji fantazileri yapmanın bence ilk şartı, kısaca girişimciliği desteklemenin ön şartı, HUKUK'un üstünlüğü, girişimcinin ve yatırımcının haklarının korunmasıdır. 
  • SERBEST bir toplum olabilmekten lazım ki girişimciler yeni projeler için uğraşmaya değer bulsun ve heyecan duysun. Bunun için de DEMOKRATİK ANAYASA şartı tüm Dünyada vardır. Birisi artık sadece "biz teknoloji projelerini, x ülkesi ile ticareti uçuracağız, teşvik vereceğiz" dediğinde gülüyorum artık.
  • Ekonomi halk içindir, sadece yatırımcı kesim yani sermayedar veya yandaş sermaye için çalışmaktan vazgeçiniz, tüm ülke refahtan payını üreterek veya çalışarak alması gerekir.
  • Reel sektörün ve Devletin aynı bankacılık sektörü gibi aktif risk yönetimine başlanması lazım, kırılma noktasına yakınız unutmayın ve umarım ki geç kalmayız.

Riski düşük, güzel günler umuyorum, o gün bir gün gelecek mutlaka inanıyorum,


Erman Dinçel
Ekonomi Danışmanı ve Eğitimci
İstanbul, 11 Eylül 2018

Versiyon 1 / 11 Eylül 2018


Not1 : Bu makale güncellenebilir, güncelleme günlük olacak ve yukarıdaki versiyon kelimesinin yanında sayısı ve son güncelleme tarihi belirtilecektir.

Not2: Bu çalışmanın veri seti ve grafikleri, TCMB Analitik Bilanço ve investing.com dan kullanımı serbest olan veri hizmeti kısmından alınmıştır.







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder