6 Eylül 2018 Perşembe

Merhaba Ayşe teyzem, annem gönderdi, sizde bir fincan KRİZ varsa rica ediyor?


Kriz var mı? Yok mu? 

Yok evladım krizimiz yeni bitti, annene selam söyle, kusura bakmasın!

İçinizden büyük bir itirazın koptuğunu ve içinizden " ELBETTE VAR " diye haykırdınız,  biliyorum.

Hatta tam 4 aydır 24 Haziran seçiminden önce seçimden sonra hepimizin için geçerli laf  "dilimizde tüy bitti problemleri anlatmaktan" denebilir. 

Fakat bir kesim var ki toplumda onlar kriz olduğuna inanmıyor, onlar dış müdahale olduğunu düşünüyorlar.

Aslına bakarsanız dış müdahalenin sadece şimdi değil her zaman olduğunu ben de biliyorum ve kabul ediyorum.

Diğer taraftan çok ünlü ve bence de saygın, sözü söz kabul edilen, sosyalist ekonomi profesörü hocamız bile "kriz henüz kapıda" demekte.

Kısacası virüs ve mikrop her zaman vardır, ne zaman vücudunuz zayıf düşer işte o zaman hastalık ortaya çıkar, kriz ortaya çıkar.

Bu noktadan hareketle istediği kadar dış müdahale olsun eğer ekonomi yönetimi sağlıklı kararlar verebiliyorsa ve aldığı kararlarda ciddi olup, uygulayabiliyor veya yönetebiliyorsa ekonomiyi kriz falan çıkmaz.

En çok olacak olan, fırtınalı bir denizde tekne kullanıyormuş gibi belki zor ama illaki yol alırsınız,  yani ülke kalkınır ve büyür, bazı dönemler bu çok iyi ve hızlı olur, bazen yerinde sayar ekonomi ama illaki su almadan, batmadan gemini yüzdürmen ve yürütmen gerekir.

Finans Dünyasında bu yüzdürme işine RİSK YÖNETİMİ denir.

Demek ki doğru olan kriz olsa da olmasa da RİSK YÖNETİMİ yapmaktır.

Türkiye ve Türkiye'deki iş dünyası emin olun bir kaç büyük grup hariç RİSK yönetimini yapan bulunmamaktadır. Profesyoneller çoğunluk bu işi bilmekte fakat karar verici yöneticinin veya patronun İŞ BİTİRİCİ karakteri, risk yönetiminin hafife alınmasına neden olmakta ve patron risk yönetimi maliyetine ve kurallarına katlanmak istememektedir.

Böylece yapmamız gerekeni net olarak ortaya koyduk, ülke için ve şirketleriniz için RİSK YÖNETİMİ yapacaksınız.

ÖĞRENMEKTEN ÇEKİNMEYİN, SORMAKTAN ÇEKİNMEYİN,

RİSK YÖNETİMİ NE DEMEK?


  • Likidite Riskinizi Yöneteceksiniz (nakit yönetimi) 
  • Piyasa Riskinizi Yöneteceksiniz (kur ve faiz riski)
  • Kredi ve Borç Riskinizi Yöneteceksiniz(verdiğiniz kredi veya aldığınız borcu yönetmek)
  • Varlığınızın değerini korumak veya sermayenizin erimesinin önüne geçeceksiniz demek
  • Eğer şirketiniz varsa, bütçe, aktif vergi ve bilanço yönetimi bileceksiniz (milyar dolarlık adamlarsınız eğer bunu yapamayıp bir de batıyorsanız gerçekten gerçekten çok ama çok zavallısınız)
  • Operasyonel Risk (Dış ve İç politik şartların sizi veya şirketinizi etkileme riski ile kişi olrak yanlış kararlar vermenizin veya çalışanlarınızın yanlış kararlar vermesinden ortaya çıkacak kayıplar). Bu riskler için karşılık ve yedek ayırmayı öğreneceksiniz.
Şimdi patronlara, iş verenlere, 1. ve 2. kuşak KOBİ sahiplerine sesleniyorum, 

İşinizde mutlaka ama mutlaka iyi bir finans danışmanı, ekonomist istihdam edin, kısaca finans bilen bir yönetim oluşturun. 

Bu kadroyu oluşturmak pahalı geliyorsa, bu konuyu BİLEN-AKTİF-DANIŞMANLAR ile çalışın veya ukala ve çokbilmiş olmayan, geyik de yapmayan profesyonel danışmanlık firmaları ile çalışın.

-"Bir patron olarak bizim grupta ekonomist var ama biz yine krize yakalandık" diyorsanız :)

1-Yanlış ADAM veya KADIN ile çalışıyorsunuz veya 
2-SİZ onların çalışmalarına müsade etmeyen egosu yüksek bir patronsunuz anlamına gelir.
   (para kazanma fırsatlarını yakalamak yani risk alabilme kapasiteniz ile risk veya varlık yönetimi   
   aynı şey değil öğreniniz)

Ülkenin ekonomi yönetimi içinde %100 geçerli kurallardır. 

Şimdi bu yazının üst kısmını isterseniz bir de "ülke yönetimi olduğunu düşünerek" okuyabilirsiniz.


KRİZ VAR MI?

Soruyu tekrar sordum ama sizin kriz olsa da olmasa da RİSK yönetimi yapacağınız, en azından bu konuyu araştıracağınızı artık tahmin edebiliyorum.

Krizin olup olmadığının teşhisini geçmiş krizlerimize ve Dünyanın yaşadığı krizlere bakarak cevaplamak gerekir.

  • İşsizlik patlamış ve işten çıkarmalar artmışsa kriz vardır.
  • Enflasyon yani hayat pahalılığı inanılmaz artmış ve fiyatlar günden güne artıyorsa kriz vardır
  • Döviz kurları ve Faiz artmışsa yani ülkenin parası çok ama çok değer kaybetmişse kriz vardır
  • İş yerleri kapanıyor ve firmalar iflas ediyorsa, temel gıda maddelerine ulaşım kısıtlı ise kriz vardır
  • Ülkenin büyeme rakamları düşmüş ise, büyüme tahminleri düşüyor ise, ekonomik durgunluk ve enflasyon aynı anda oluşmuş ise kriz vardır.
Geçen akşam TV'den izledim üç kişi ünlü bir ekonomist dostum, çok tecrübeli bir bankacı arkadaşım ve bir duayen ekonomist- borsacı abimiz, KRİZ yok dediler, hatta,  "aaa hayret bir şey ne krizi canım!!" dedi üstat, hayret bir şey yani ne krizi.

Peki kabul ediyorum, yukarıda yazdığım kriterleri kullanarak her EKONOMİST veya her BİREY kendisi kriz olup olmadığına karar versin o zaman.

Kimseyi zor durumda bırakmayalım.

Şimdi KRİZ konusunda ne zaman ortak karar vereceğiz onu da söyleyelim, 
yani toplumun %90'ı ne zaman ortak düşüneceğiz? 

Hiç bir şey hissetmeyen evinde oturup, hiç bir ekonomik veri ile ilgilenmeyen, sadece tek medyayı izleyenler, sürekli ver mehteri, ver mehterine maruz kalanlar,  yukarıdaki 2. madde gerçek olduğunda ancak ve ancak enflasyon patlayıp da ceplerindeki paranın hiç bir şeyi satın alamadığını gördüklerinde, kısaca aç kalmak ile karşı karşıya oldukları anda hissedecekler.

Bu kriz algılama anı kötü olacak, panik ile durumu anlayıp isyan edecekler, çok üzücü. 

İşte o an geldiğinde hane halkından bir kısmı çoktan işsiz de kalmış olacak.

O ZAMAN "ŞİMDİ MÜZİK" DEMİYORUM :)

ŞİMDİ ENFLASYONU YORUMLAMAK HATIRLAMAK GEREKİR DEMEKTEYİM.

3 Eylül 2018 de açıklanan enflasyon bir rekor kırdı, tüketici enflasyonu önceki aya göre yıllık 15,85’den yüzde 17,90’a yükseldi. Tüketici için yükselişin devam edeceğinin habercisi olan üretici enflasyonu yüzde ise yıllık %25’den %32,13’e kadar yükseldi. 

Tüm bu değişim sadece Ağustos 2018 enflasyon verilerinin gelmesi ile oldu. 

Normal şartlarda bu yaz aylarının enflasyon oranı aylık  %05 ile %1 (yüzde yarım ile yüzde bir) arasında değişirdi. 

Eylül ve özellikle Ekim aylarında gelecek enflasyonun geçmiş veri setinin de incelenmesi ile daha yüksek boyutta olacağını tahmin etmek müneccimlik olmayacaktır. Ağustos ayındaki %25 kur artışı ile ve yine Ağustos ayında 350 den 586 a çıkan yurtdışı CDS- kredi temerrüt oranı rekor kırdı.

Tabi ki enflasyon verisi okumaya alışmış gözler, enflasyon verisini inceledi, bir de gördü ki bu yüksek enflasyon verisinin içinde gıda fiyat artışı %06 düzeyinde. 
Yani yazı ile  BİNDEALTI, ne oluyor yahu! diye düşününce hatırladı, TÜİK her ayın 10 ve 20 sinde fiyat istatistiği yapıyordu ama Ağustos ayında sağlıklı yapamadı çünkü 20 Ağustos bayrama geldi veya bu zamlar bir şekilde fiyata yansımadı.

Hadi şimdi tüketici enflasyonu Eylül rakamı için tahminde bulunun, ben diyeyim %5 sen de %8 hem de aylık yani yeni yıllık karşılık %22-25 arasına çıkacak gibi duruyor, 3 Ekim'de göreceğiz. Kasım ayını hiç sorma.

Şimdi 1929 ABD büyük ekonomi krizini hatırladım ve bu kriz ekonomik buhrana dönüşmüştü, bilenler bilir. 

Ekonomik Buhran Nedir?

Demek ki "ekonomik kriz" uzun bir dönemi kapsar, toplumun her kesimine yayılırsa, toplum yıkım ve çaresizliğe doğru sürüklenirse buna "ekonomik buhran" adı veriliyor.(kısa tarif)

Hitlerin tam iktidara gelişi öncesi Almanya'da 1933'de açlık, enflasyon, sefalet ortaya çıkmış ve tarihte Alman parasının o ünlü hikayeleri anlatılmıştı.

Bunları tarih kitapları yazıyor ve ekonomik buhrandan çıkış olarak Alman toplumuna Hitler'in bir kurtarıcı olarak sunulması ve onun da SAVAŞ ile hem Avrupayı hem de Rusya'yı İŞGAL fantazisi ile toplumu yönetmeye kalkması bildiğiniz sonuçları ve Dünya savaşını doğurmuştur.

Ekonomik buhran, bu işin en tepe noktası, emperyalizm bizi bu noktaya sürüklemek için tereddüt etmeyecektir. Aman kriz bütün Dünyaya sıçramasın diye de, ekonomik olarak değişik yöntemler ile işgal etmeye kalkacaktır.

Kriz var mı?, 


Risk yönetimi nedir?
Enflasyonu yorumu ve 
Ekonomik buhran nedir? ile 
bugün de makalenin sonuna geldim artık biliyorum ki, 
Türkiye'de ekonomik krizin varlığı, ekonomistine veya o ekonomistin kendini ifade etme tarzına, niyetine ve gücüne bağlı.

Enseyi karartmak yok, ileri bakacağız, çalışıp üreteceğiz ve bu zor ortamdan birlikte çıkacağız.

Hoşça kalınız, sağlık, keyif olsun, 
işlerinizde ve günlük yaşamınızda kolaylıklar dilerim.


Erman Dinçel,
Ekonomi Danışmanı ve Eğitimci
6 Eylül 2018, İstanbul





















1 yorum:

  1. Her dönemde olduğu gibi yine idare halka düşüyor kemer sıkma ama baştakiler malesef bize destek değil bu sefer aşmak zor gibi sayın Çiller dönemin de yaşanan da bir benzeriydi Türkiye ekonomik kriz ülkesi hiç rahatlama görülmedi bugüne kadar .Aşarmiyiz bu krizi aşarız inşallah maşallah. Saygılarımla

    YanıtlaSil